Stabil yalnızlığın örttüğü penceremde.
Dikiş tutmuş gülüşünü çiziyorum.
Yeşile çalmış şarkılar.
Allah'a uzanmış bir tutsaklık bu.
Açma perdeleri.
Açma ışığı..
Açma beni,senden.
Açma halka dayalı sessizliğimi gönlüne.
Aşık olduğumda sana.
Yani ben..
Sana aşık olursam.
Sebepsiz gökkuşağı doğurur bulutlar.
Sebepsiz yere ağlarım.
Sebepte yokken özlemezsin beni.
Yazılmamış bir imparatorluk savaşında kazanırım şehrini.
Bu şehrin.
Şehrin senin,sana adanmış bitki örtüleri içerir.
Üşümem.
Ve meyve ağaçları kesin kök salmıştır,adına.
Adının başlangıcına,
Yüksek binaların geçici hevesi bu.
Ritmi bozuk bir kalbin..kuş yuvaları.
Bırakma bilinmeyen bir beni'sensiz.
Bırakma sokağı küfürsüz.
Bırakma kitabı insansız.
Bu şiire sen dediğimde'
Sana satır satır düştüğümde bu şiirde.
Senin bilmeyeceğin her kelimenin şarkısını çalıyorum.
Senin bilemeyeceğin bir peygamberlik bu.
Kutsa beni mağaramda.
Çıkışı olmayan karanlıklarıma,karanlık ol.
Birlikte görünmeyelim.
Bu beni öpmeni doğru kılar.
Yahut seni öpmek istememi.
Belkide bırak.
Bırak beni.
Bıraktığın gibi öleyim.
Doğ yeniden.
Doğ saatler arası güzelliğinin saçlarına.
Pişmanlık değil bu.
Yine seni severim.
Yeniden..
Gördüğüm günün saatleri gibi.
Kırmızı bir zarf kopar ağaçtan.
Kırmızı bir kağıt bul düşmüş meyvelerden
Dudaklarına sür.
Dudakların temassız bir kavgayı'
İlahi adalet olarak sunsun dudaklarıma.
Hem..
Sen'
Yaz bana.
Yazarsan büyürüm.
Yazarsan kol düğmelerim olur.
Yazarsan sen bana.
Bilmiyorsun...
Ben sana.
Tarifi olmayan tek şeritli yollardan çiçekler koparırım.
Sen..
O vakit bu şiirde.
Beni..
Yenilenmiş bir gece gibi.
En bi saflığınla.
Seversin.