Gri bir Arapça ile boğuşuyorum.
Köşe başı koltuğumda'köşelerin.
Arındırıyorsun beni.
Durma.
Sevmemi istiyorsan'
Ölelim diyorsan kırışınca suratlarımız.
Hemde birlikte.
Durma.
Ölelim.
Sevdiğim.
Ayakkabılarını bağlamazsan,
Yanıma daha çabuk sokulabilirsin.
Daha hızlı örterim üstünü.
Birbirimizi seversek'
Kesin tanklar düşer'
Su kaynakları bulunur.
Ben susarım.
Her parkta mola veririz canım.
Her parkta yanıma oturursun.
Elbette üşüyeceksin'korkma bundan.
Her parkta öpüşeceğiz elbette.
Parklar bizi kabullenir.
Cumartesi gelir.
Sonraki gün yine cumartesi.
Yine..
Hep cumartesi gelir.
Biliyorsun'
Cumartesi günleri Güneş daha bir güzel vurur yüzüne.
Belkide bilmiyorsun.
Bu günlerde..
Mahşere ateş düşerse.
Halk eyleme bulaşır.
Darp yapılır ve gıybet kefeni çoktan aşmıştır.
Gizlice cennete girebiliriz..
Sen dilersen.
Haydi kalk'
Kalkar mısın? Emir değil bu.
Ricayı özleme barındırmak.
Gidiyoruz.
Sokaklar çamur'
Ayaklarıma bas.
Ben her şiirde'
Yazılması gereken kelimelerde.
Gizli gizli özneleştiriyor olacağım seni.
En güzel şiirlerimi sana bırakacağım.
Öyle yarı çıplak.
Çünkü yatağım haykırıyor.
Çünkü sen haykırıyorsun.
Çünkü bu yollar seni tutuyor.
Mezun olamamışlığım.
Hayattan ve yüreğimden.
Yakılması gereken diplomalar veriyor elime.
Gelirsen oyunlar oynarız.
Gelirsen dönmez dolaplar.
Dolaplar asılı kalır gökyüzünde.
Yıldız dilersin'
Yıldızları düşürürüm.
Haydi bırak saçlarını ellerime.
Ellerim çocuk olsun.
Ellerim umutlansın.