Sebepsizce gülümsüyorum.. Geçtiğimiz günler boyunca,seni düşürmeye kıyamadığım meyve ağaçlarının üstünde bir sürü kuş yuvaları belirdi,elektrik telleri bir sürü ruhu,bilmediğimiz ahiretlerin ortasına gönderdi. Belirli yerlerinden yırtılmış montumun sağ cebinden bir sigara çıkardım. Yasak olsa,böyle güzel yanmazdı. Zaten sigaramı ne zaman yaksam,seni arıyorum. Topladığın saçlarını hangi omzuna düşürürsen,diğer omzundan öpmeye başlıyorum seni. Bilesin dudaklarımı,seninle boyuyorum. Yangın ertesi ve salgın boyu sokakları yazdıranlar gibi kendi ellerimi kendim bağladım. Sana çözülmesin diye. Sen sesini bana duyurma diye,susturdum sesi çağdaşlaştıran kulaklarımı.
Tanklar ve hayat kadınları aynı savaşı veriyor. Sen milli mücadelemin baş kaldırmış direnişisin. Sokak kedileri senden güzel,sen bütün kedilerden güzelsin. Cemiyette konyak söylemişim gibi bacağımı bacağımın üstüne atıp,geri kalmış kasetler dolduruyorum. Yanımda kinim ve senin götürdüğün ruhum bulunuyor. Bir yerlerde,aynı bu gece gibi ruhsuz bedenin yerine,olmayan bedeninin ruhuyla sevişiyorum. Delilik diyecekler,görünmeyeni görmeye çalışmak. Altı üstü iki satır,kimse yangından sağ çıkamaz diyecekler. O sırada ensenden doğru akan su sırtıma değecek. Bizi hiçbir doğal afet durduramaz. Sıkıca belinden kavrasam,din kitaplarını modern edebiyata sürüklerim. Çünkü belin,dengesini bozar aklımın. Nasılsın demedim.. Mektubum boyunca,nasıl olduğunu bilmeden öptüm,seviştim,kızdım sana. Biliyorum nasılsın demedin.. Nasılsam,o kadar iyiyim. Kötü olduğumu düşünme,kötülük mahrum bırakılmış pişmanlıklardır. Farz et ki sesim kötü,şiirlerim kötü,senin kadar kötüyüm. Bu dünyaya aitim. Bu dünyanın bir yerlerinde gülümsüyorsun. Farzet ki öldüm,sen hala bir yerlerde gülümsüyorsun. Ayak uydurmama gerek yok,kim görüyorsa seni gülümsüyorken,onlar kadar iyiyim.