16 Aralık 2019 Pazartesi

Kurtlu Kuzu


ıslak tenine şiirler yazdım
çıplak bedeninle, çıplak ellerinle kazağımı çıkardın
ellerini göğsüme getirdin, orası senin
omzundan öptüm
boynundan öptüm
yanağından ve dudağından
saçının arkasında ayrılık vardı
bunu bilmiyormuş gibi
hiç öğrenmek istemiyormuş gibi sarıldım sana
önce gözlerin çekildi,arkasından ellerin arkalarımdan
ve bütün kadın yanların
ve bütün yanları erkekliğimin


çekil git,
sevişmek arsızlaşıyor
kimi öpmek istesem öpemiyorum
ezan bizden önce okunuyor
senden sonra öpülecek yanlarım kalmadı
bu telaş, bizim müslümanlığımızı arşa çıkarır
birileri sadece müziği kıstırırken
siyasi islamcılar din derken,
sen olsaydın kesin gülerdik
ben kendimde olsam kesin küfür ederdim

çıplaklığın,
büyük şehirlere isyan ettiriyor
yüzünün en doğal hali, baharları erken getiremez
geçmediğin şehirler, hep karanlık
uslu bir şiir olsaydı bu, seni görürdüm
uslu bir adam olsaydım
sevişmek arsızlaşmazdı
sevişmek ahlanıp vahlanıyor
bir kış daha, böyle geçmez
baharı bekleme
beklediğin her yerimden yaralar açtım
ve çıplak elleri, soğuk olan kadınlar yaralarımı iyileşmez kılıyor


biliyorum
birlikte hiç vapura binmedik
biz seninle birlikte deniz görmedik
sen kıştın, ben daha çok kış


19 Nisan 2019 Cuma

Büyük Depremin Cehennemi

Canına iplik atmış yağmurlardan geliyorum.
Beni sevmediğini iklimlere kanıtlayamazsın.
Sahipsiz bir köle pazarı,sana inanışım.
Benim satın alışlarım yokluğuna denk.
Sen hep oluşunla kutla baharlarımı.

İki çiçek arası bir yankı buluşu.
Çınlayış ve doğum günleri.
Doğduğundan beri seni seviyorum.
Ağustosun biri ve buluşları tüketişim.
Beni sevmediğini kanıtlama iklimlere.
Fuarında sergilenen üç şiir ve bir ütopya.
Allah dört tankıyla üzerimden geçiyor.
Bu sınanma şere uygun değil.
Bu şeriat adı geçen kuranda var olmamış.
Beni kendi ellerinle öldüremezsin.
Seni öldüremediğim yerlerimi sar,canından.
Erik ağaçları ve portakal kokulu elmalar.
Boynuma dudakların,
Gözlerime,örülmüş ve bozulmuş saçların.
Sırtıma göğüslerin.
Büyümüş kız çocuklarımız.

Beni öldür,
Sürme kalbime,kalbinin acısını.
Beni öldür
Öyle git
Gitme

Sebep ve manyetik algılar kapsamı
Sebepsiz bir açık görüş,
Tırmalanıyor koltuk altlarım.
Gidiyorsun,
Şeritler kaza yapıyor,
Işıklar kimsesiz.
Gidiyorsun
Mümkünatsız çabalamalar yeni günahlar doğuruyor.

Sana duvar boyaları sürüyorum.
Beni öldür.
Ne kadar çok ölürsem senden,
O kadar fazla kesiliyor,
O kadar fazla kızarıyor,
O kadar fazla kıvranıyorum.
Beni öldür,
Öyle git,

Gitme.

11 Nisan 2019 Perşembe

Tahin'Pekmezi

Çatık kaşlarının arasından uzaklaşıyorum,
Seninle kimya laboratuvarları kuruyoruz
Biraz uyuşturucu temin ediliyor,
Biraz kokun,
Ve ölen insanlar
Umursamazlığını,öfke bilip kılıç kuşanıyorum
Hasan Sabbah'a kafa tutarcasına bir direniş bu.
Ölümü ve öncesini bilerek yürüyorum,
Sen hiç ölmüyorsun.

Kaburgama kazıdığın kalıcı darbeler,
Asker ordularını ayaklandırıyor
İstanbul hep büyük
Biz uzağında defter karalıyoruz
Yeteneksiz ellerimden suretin çıkıyor
Kırmızı kalemli dudakların
Mavi pastelli gözlerin
Bastırılmış bir kubara tutanak tutunuyor devlet,
Belim boş,
Fikrim dolu,savaşıyorum.

Şaibeli kaçışlarından yorulursan diye,
Şüphesiz yolcu taşımayan gemilerde duruyorum
Ellerimi koyduğum göğsüne 
Ve
Boynuma değen ellerine şiirsizlik sığınmış gibi
Kovalanıyor gecenin tutulması
Gece tutuluyor
Köşe başları tutuluyor
Teslimiyet dilekçeleri imzalı
Ben olduğum yerde tutuluyorum.

Gülümse

Yine insan ırkı gibi
yine senden haberleri olmadan
insan olmadığın
ve insan yapmadığın yerlerimi 
öldüremiyorum

Gülümse..

10 Nisan 2019 Çarşamba

Menekşe ' Yağmuru

Seni,kendimden darp edilmiş yerlerime koydum.
Sığındığım avuçlarına devrim ateşleri çağladı.
Sessizce kıvrandığım duvarlarım var artık.
Beni büyüten karanlığa,melek indir.
Gördüğümün kaçıncı geçmişi bu belirginlik.
Doğamıyorum yanında ve omzunda.
Sana parçalanmış topraklar bırakıyorum.
Gülüşünü büyüt coğrafyamda.

Gidişatsız hikayeler hep soldan bakıyor,
Işık saçılmış gibi boynunun yukarısı
Ses çığlık olmuş,kızgın demir gibi batıyor
Saate bakıyorsun dönüp,
Ahmet Arif okuyorsun
Kaçıncı sayfası olursa olsun bana sarıl,
Seninle büyüt beni.

Yollara çıkarcasına bağlıyorum ayaklarımı ve bileklerini
Ellerine el değer gibi bir intihar bu
Senin gözlerine su birikintileri,
Gözlerim yaşlı ormanlara kuraklık.

Kızımızın ellerinden tutup,
Kızımızın gözlerine bakıp,
Kızımızın sesini duyup 

Kendi canından
Doğur beni.

5 Nisan 2019 Cuma

Çarşaflı'Kurşun

Seni öptüğüm çiçek bahçeleri büyüyor hala,
Susuz ve sensiz
Seni öptüğüm kedi,beni özlüyor.
Kırık aynalardan bakamıyorum
Yüzümde kesikler gibi örtüşüyor problemler
Ortak şiirlerden sevişip çıkıyoruz,
Başkasını öpme..

Kalıntıya sebebiyet veren her doğruya küsüm
Prangalı şarkılar
Sen en çok akustik ve fransız
Bulutlar hep ıslak

Zincirine asılan hayvanlar gibi,
Düşmüş ve topallıyor kitapların yaprakları
Uzamış boyuyla bir delikanlı,elinde çarşaf
Dolusu dolusuna sarıyor tüm gülüşleri
Çok gülüyorum

Hep sana yazıyorum gözükmeden,
Bazen kazaklı
Bazen kolsuz
Ama sen hep çıplak..

Dalımdan düşüyorum
Ağaçları kırmızı şeritli polisler çevreliyor
Elleri silahlı,
Beni silahlı düşün,yaralanıyorum.
Bir kurşun geceden ve senden geçiyor,
Göğsüm birikmiş sesler içinde yangın.

Çok fazla gülüyorum

Gülmelerimi affet,

Gülerken dahi seni özlüyorum.

4 Nisan 2019 Perşembe

Yanılgılı ' Yangın

Doğurgan bir yaratılışın yapraklarını döküyorum,
İstemiş olmak beni düşürüyor,
Kaybedileni,sır gibi koru kızım.
Büyüdüğün zamanlarını ellerime imzala.
Bir gün vapura binip,arkana baktığın zaman,
Artık hiç uzamayan saçlarımı ve yüzümü göreceksin,
Sana rüzgarlar bıraktığımı,
Elimin en son omzunun arkasına dokunduğunu,
Yanımda duran küçük kızımı hissedeceksin,
Cebinden mektup çıkar kızım,
Sana kitaplar dolusu şiir yazsam,kendime yine küfür etmem
Sancıların simetrik olduğunu biliyorum,
Algı teorilerini bensiz yıkıyorsun.
İki siyah göz,susuzluğumuza dokunuyor.
Tek adamın sistemine kurban ediliyoruz.
Sana doğru yürümek bir ilahiyat,
Bana doğru gelmemen ise bilimin kanıtı,

İşlemlerin,işlenmiş çözümlerinden çıkamıyorum.
İki lira bırakıyorum çocuğun ellerine,
Bir dal sigara.

Kıymetli kal,
Sana gidilen yolları kapat,
Ve yolumu aç.

Gözlerimin içinde parmaklıklar büyüyor,
Sana şiiri var, tüm kelimelerin
Sesini uzat,
Sesini duyur,
Sesime sığın,
Hakkaniyet gibi sarsıcı,sana sığınamamak

Aramıza şehirler koyuyorsun,
İklimler,bana soğuyor.
Kural ihlalleri dahi,yaklaştırmıyor beni sana,
Bu kazayı sensiz halledemem.
Yanılmış yanlarımı,dizginle.
Dökülmüş portakal çiçeklerini öp,
Ve üzüm topla dallarından,

Seni göremiyorum,
Ve bu gözlerimle alakalı değil
Gözlerime sahip kal.
Gözlerine 1960 plakları...

20 Mart 2019 Çarşamba

Sarı Başlıklı Fil

Askılı elbiseni omuzundan aşağı düşürüyorum,
Çırılçıplak düşünüyorum seni,
Uzunlamasına bir yatak,
Ve elma,

Koca köprünün ayaklarına asılıp kalıyorum,
Şiir diyor su,
Seninle hiç rakı içmediğimiz geliyor aklıma,
Balık ayıklayışımız,
Ama susuz,
Ama rakısız,
Sen hep güzel,

Boğulurcasına batıyoruz,
Gök yarılır gibi,
Adem yeniden gelmiş gibi,kızarıyor yanakların,
Elmayı her yediğimizde küfürler ediyoruz,
Doğru notayı basarsan gözlerime,dudaklarınla
Sana sığınıyorum,
Onca şiirin arkasına saklanıp,
Bana sığınmıyorsun,
Yazacak ne bir kahvem var soğuk,
Ne uykum,sabahın bir vakti,
Kimseler gibi çirkinleşmeden,
Kimseler gibi boşluk bırakmadan,seviyorum.

Kirpiklerimi saymayı bırak,
Telaffuz ettiğim her kelime,gölgesiz kalsın,

İklimin hangi ayları yansıttığına aşıksan,
Eylül'ü zamana düşürüp,
Her mevsime sonbahar de,

Sonbahar gibi seviyorum seni,

yine biliyorsun.

En çok Allah kızıyor,

ve ben avuçlarımı,seni düşünmeden 
yüzüme değdirmiyorum.

17 Mart 2019 Pazar

Değnekli ' İhtiyar

İrkilen çırpınışlarına düşürüyorum yüzümü,
Sesine kısılmış plaklarından öpüyorum,
Yaprak düştüğü yerde kalmıyor,
Savaş kaçınılmaz,
Ellerini uzatamıyorsun,
Ellerime yazdığım hiç bir duayı yüzüme değdiremiyorum,

Beni koru,

Sığınmış bacaklarımı,düzlüğe sok,
Bağrına pusu kurmuş adamları devir,yeniden
Yol kenarına oturduğumla bırak beni,

Ekmek gibi kokuyor gökyüzü,hisset
Telaşlı bir kadın eteğinden sesleniyor,
Sensizliği soğuk sanıp,
Ellerimi ceplerime kıstırıyorum,

Beni koru,

Öldüreceksen,yüzünle öldür,
Gözlerine mest et yüzümü,
Takvimi geriye sarıp,
Yastığıma uzan.

ve

Seviş benimle,
Dudaklarını kırmızıya boyayıp,
Ve ojelerini parlatıp tırnaklarına,
belime dokun,
Huylandığın yerlerine dokundur dudaklarımı.

Ruhi bir çöküşü tasvir et,
İtalyanca bir şarkı aç,
Bir şiir oku,
birde beni,
En çok beni sıkıştır,
Boynumu ve dirseklerimi,

deniz kenarı gibi açık sırtın,
omuzlarına yuva kurmuş bir sincap deliği,
güz kızılı bir ayrılık,

beni sustur,
sen susma.

14 Mart 2019 Perşembe

Plak Nakaratı

Cennet bahçelerini bağışla göğsüme,
Yerine sığınmış bir kırlangıç gibi,
Konuşmama izin ver,
Bir kelime,bir din
Beni yeşert bahçelerinde.
Sana sızan boşluklarımı doldur,
İnandır beni affedişlerine,
Kayboluyorum,
Sığınak marifetsizliği bu susuşum
Kurumuş dudaklarımı öpmüyorsun,
Sevişmiyor, günaydınlarımız
Gözlerin bana kız çocuklarımızı doğurmuyor,
Kansız ve hissiz
Yanılgılı ve yıpranmış
Sana doğru
Sensiz seçilen her kelimeme doğru yürüyorum,
Ayaklarımın hiçbir adımını telaffuz edemiyorsun
Bitkin bir bahar bahçesine çiçek ekmiş gibi
Hangi güneş doğarsa doğsun
Doğudan ve senden,
Batışına yetişemiyorum
Beni öp yeniden,
Turuncu kazaklarımı giy,
Limon bahçesini kopar,ellerimden 
Sırtıma tevellüt,
Ve dudaklarıma bir buluşmuşluk hissi
Seni seviyorum,
İklimlerimi affet,
Ben hep eylül
Sen solmuş yapraklı bir sonbahar,
Eylülüme sarıl,
Ben yapraklarına sarılmış bir eylül
Senden büyüyorum

beni sızdır,kimsesiz kalmış her yanına,
seni göğsümden büyütüyorum

11 Mart 2019 Pazartesi

Fesleğen Salatası

İçimden geçemeyen dudaklarınla dokun içine,
Ellerimi çağır ve ceplerine sok
Bacaklarını ve kramplarını
Düşsüz kalmış her yerini öptür,yüzüme.
Bir balık gibi gerçeksiz,
Bir sığıntı gibi mağlup,
seviş benimle.

güçlenemiyorum,
Kim nasıl geçerse,öyle eziliyor altımızda üzüm,
Peygamber dur diyor ve kırılıyor bardak,
kabullenemiyorum
Ve kilden ve dinden ve tırnaklarından
Biraz daha şaraba susuyorum.
Sustur beni,
Doğum sancılarını aklımdan düşür,
Kurtar kendini.

Taktığım kemeri çıkar,
Çiçekçilere gülümse,
Uzat ellerini ve soyun benimle.
üşüyorum
Peygamber bizi izliyor,diz boyu kar.
Ellerinde günah sulanıyor 
Uzağımda mola yerleri,

Ve ben iki omzuma bulaşmış resimlere sığınıyorum.


Doğurma beni.