Güzel gözlerini boşluğuma düşürürken,benimle yürüyor cami ışıkları. Sessiz kalmış sokakların hepsini bir bir geçiyorum. Yolumdan ayrılmadan,o kadar hızlı yürüyorum ki, yanından geçersem diye korkuyorum. Arkama bakmayı hiç planlamamış olabilirim.
Düşlerime ne zaman yenisini eklesem,kırmızı kalemim bitiyor. Dudakların eksiliyor yazdıklarımdan. Oysa ben seni öpmeyi,saatlerce sürdürebilirim. Kadın kokmanın evrilmemiş haliyle yaklaşan bazı kimseleri görmezden geliyorum, panayırında mavi kuşlarla dans ederken sen. Emektar bir bisikletçi bir bardak diyor,bir bardak daha viski.
Beni düşünme. Midem çok kötü,boğazım yutkunamıyor bıraktığın kelimeleri. Böbreğim taş olmaktan çıkıp,kumdan kaleler yaptıkça içlerime,yeniden doğuruyorum. Senin anneliğin eksilmesin diye,erkeksi yanlarımdan.
Seni aradığım sokaklar çok uzak mahallelerinden,seni arayan insanlara dahil olmaktan korkuyorum. Canımın eksik kalmış kısımlarını,kimseler tamamlayamaz. Galata kulesini bir bomba ile yıkabilirim,önünden geçerken,düşsün diye üstüme.
Beni sen bile tamamlayamazsın. Korkularımın kemiklerini kendim kırabilirim. Sen çıplak ayaklarını toprağa basıp,göğsüme sür. Medeniyetin kalelerini benimle infilak et,şeriatta bile çok güzeldir gözlerin.
Elini,kaburgama boyayacağım belki çok yakında. Elin kaburgamdan hiç eksilmeyecek,sensiz yıkanacaksam bile cumartesi sabahları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder