22 Ocak 2016 Cuma

Ruhu'Ölülere.

İşaret dili içerikli bir konferansta buldum seni'
Uçak şirketleri,kanatlarını yalıyordu 16.30 uçağının.
Ekonomi sınıfına,dışarıdan aldığım portakal suyu ile bindim.
Önümde bir tabur asker,
Önümde Allah inancına mensup kitle,
Önümde sen vardın.

Hayalleri dava ile sunuyordu üçüncü sınıf öğrencileri.
Ben okulu bitirmeye yeltenmedim.
Her durak arası ' okumamış biralar içip''
Her cadde sonu mezun olmamış yollarda uyuyordum.

Önümde bir sen kaldın.
Bir kış'kıyamete sürüklüyordu.
Üzümü,şarap'niyetine yiyorduk.
Köpekler kollarımızı tutup'omuriliğimizi parçalamasın diye'
Ay gökten düşüp'çatımın leyleklerini korkutmasın diye'
Deyimler üretmeye çabalıyordum'
Kahve yaptım şekersiz..
Kahve yaptım soğuk..
Sütsüz.
Kahve yaptım sensiz.

Meğer bugün Cumaymış.
Cuma günleri sakalımı maviye boyardım ben.
Çarşambaları kesip'sigara atardım üstüne.
Meğer bugün Cüdaymış şehir.
Aforoz tütsüleri cebine sıkışmış.

Önümde artık sen kalmadın..
Ekmeğe bastığından mı geldi deccal..
Yoksa cigarayı fazla mı kaçırdım..
Elbette çirkinsin sen..
Elbette sevişmeyi bilmiyorsun..
Gömlek giydiğimde öpmelisin yakalarımdan.
Hem ben kediler için isim üretiyorum..
Aşısız kalmasın hiç biri.
Hem benim sokağımda yollar var...
Ne garip...
Yollara takılıp düşebilirim.
Düşebilir Adem yukardan..
Yağmur ve çamur böyle devam ederse..
Düşebilirsin bana..
Sevişmeyi'günah defterinde bir üst maddeye çıkarırlar.

Kızıyor musun bana sevgilim..........
Vecd duyuyorum ben senin göğsüne.
Ceriham değil elbette bu haz.
Kızıyorum kendime sevgilim.
Kızıyor kalbimin bozuk ritmi..

Ahlayıp'vahlanıyor suyun kaldırma kuvveti.
Boşuna doluyor küvetsiz evim.
Boşuna sobalara kurum birikiyor.
Nereden çıkarsa çıksın şiir...
Ne temizleniyor..
Ne ısınıyor.
Yerin eksik kısmına ojelerini sürüyorsun.

Vardır elbet aç olanın gözüne göre bir derya...
Suistimal edilebilir'dilenme potansiyeli.

Arkamda bir sen varsın'
Kalçana göre,küçüktür kalçalarım.
Omuzlarım pek geniş değil'
Yazmaya ağırlık bulaştırmadım'
Yapıştı suya ebruli.....
Papatyaları öyle kopardım.

Kızıyorsun bana sevgilim....
Kızıyor Ülke elçileri...
Ve direksiyonu sağda olan arabalar...
Utancımdan tüylerimi yolacağım..
Gayri ihtiyari saç tutamlarını isteyeceğim.
Ney olup ağlayacağız.
Bargıt rengi sahalarda bana koşacaksın...
Ayaklarım tutmayacak yeri.
Tutunamezken ay'
Ve ölmüşken solum,sağım...
Müşahhas bakışlar atıp'dizginlerimi savaşa süreceksin.

Kızma bana sevgilim...
Sevilenin ayağı değmezse'
Külli kapılarıma...

........Gelip kızma bana sevgilim.........




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder