Hangi renk hikayelere boyadın saçlarını?
Örgülü kalsın dedim'
Bölük bölük düş diye sözüme.
Bu tırnaklarına nasıl bir düş değdirdin?
Ne yöne dönsem'
Binalardan başka bir şey görmüyor gözüm.
İklime bakarsan'
Apartman dairelerinin yangın merdivenlerinde sevişiriz.
İklime bakacak olursan zaten sen...
Biraya bulanmak sevap sayılır.
Gök ve intihar.
Yaşlı bir adam.
Beyaz saçlarım..
Cebinde kaç kağıt kaldı benden'beni vurunca.
Kırılıyor asfaltlarım.
Ya da göğüs kafesimi tekmeliyor birileri.
Kırılıyorum.
Bırakırsan durmam.
Velhasıl dur anlatacağım.
Denize doğru uzunca bak.
Kana bulamış Allah'ülkemin çizgilerini.
Ve ben sana bulanmışım.
Eksenime sinen kokundan belli.
Yedi kere sev desen'yedibin kere ölürüm.
Sırf sana..
Sırf gözüne'özüne'sözüne.
Ben bilhassa doğumu düşlerim.
Rüya kadar bir simit koparır.
Rüya kadar demli bir çay içerim.
Hangi martı küfür edecekmiş bana.
Hangi dalga vuracak kadar yükselecekmiş yüzüme...
Aldırmam.
Aldırma.
Beni tanırsan karanlığında,çekirdek kabuklarının.
Elmas şekline aforoz etmişimdir kılıcı.
Ve papa geçerken buradan.
İntiharını izleriz.
Elbet gelirsin.
Elbet sarılırsın.
Kuran burada'
Besmele çek.
Kırmızı balon toplar alalım mahalle çocuklarına.
Bir daktilom olsaydı benim.
Zaten hiç olmadı.
Şayet olsaydı...
Geceleri uyanırdın sesine..
Sana yazdığım şiirlere uyanırdın..
Bir kere daha sevişirdik.
Hoca sesini yükseltirdi'
Perdeleri açar bi sigara yakardık.
Allah sanki arkasını dönmüş gibi.
Affola '
Bisikletimin iki tekerini çıkardım'iki kaldı.
Ondan bu konuşmam.
Dersen şarabım var..
Dersen kadehten mi yoksa şişeden mi diye.
Çok konuşmam.
Fişlerden hecelereyek öğrendim zaten okumayı da.
Doldurursun.
Göğsünü açarsın.
Bende bi şiir açarım rastgele.
Doldururum.
Anlarsan..
Göğsüne doldurum.
Yani diyorum ki..
Bırak yatağı'
Temassız da sevişebiliriz.
31 Mayıs 2016 Salı
23 Mayıs 2016 Pazartesi
Raflık Şiir....
Ellerimde açıldı sessizliğin'
Akşam üstü saçlarını sevdiğim sıralarda'
Gülmeyi'gülüşmeyi öğretiyordun.
Utanıyorum.
Utanıyordum da.
Gülmemiş suratıma çizikler attın.
Kışın gitmediği bir şehir burası.
Burası bir penguene yaraşır.
Hem müezzinler tam saatinde okuyor ezanı.
İndir ayaklarını'
Benden öteye gitmesin günahın.
Sevgili günlüğüm'
Günüm'
Güne varıp aldandığım.
Öldüğümüzde aynı yerde doğup,
Tanışamayacağız biliyorsun.
Omzuna çarpıp bakarsam gözlerine'
Gözlerime aynı bakamayacaksın.
Farkındasın''
Sabahları erken kalkıp'
Akşam üzerleri benim uyanmamı bekliyorsun.
Sabahları erkenden duş alıp'
Sana sarılmamı'
Öpmemi diliyorsun.
Sevgili günlüğüm.
Şayet'
Ölürsem'
Beni'
Kaç'
Şarkıda'
Unutursun'
Daktilo harflerinin arasında bıraktım çocukluğumu'
Her bastığımda kızan komşularıma emanet erik ağaçlarım.
Bisikletimin kaza yerleri,dizlerimde çok uyumlu.
Ve kendini Tanrı sananlar attan düştüğünde'
Aşık oldum sana.
Görünmez duvarlar açıldı'
İnsanlar'
Katil Balinalar'
Hem sokak ışıklarının hepsi kırmızı oldu'
Sarıldığımda beline'
Öpüşmek kaçınılmaz oluyordu.
Öpmekten alıkoyma beni.
Dudakların'
Hangi şehrin meşhur kitaplarıdır.
Seni seviyorum.
Bu iki kelimeyi yedi kitaba böler.
Dua et Allah'a....
Dua et..
Beni seviyorsun.
Aşk'
Aşk senin haznenin hangi parçasıydı?
Hangi mektupta'
Hangi satırda'
Hangi bende...
Filler öpüşüyor.
Utanıp gözlerini kapatıyorsun.
Utanıp gözlerimi kapatıyorsun..
Bir ocak açıyoruz'sonuna kadar..
Su kaynayana kadar sevişeceğiz.
Filler öpüşüyor olacak.
Beni temsili bir yönetici olarak bırakma.
Lütfen.
Seni daha bir çok seviyorum.
Gül...
Gül...
Gül...
Bu kağıda seni çiziyorum sanarken.
Kendimi çizmişim.
Bir kağıtta gözyaşından anladım.
Sarılı bir parça ve içinde tütün.
Konuştum sevgili günlük.
Öyle sıradan değil'durmaksızın konuştum.
Yaşadığım değil'
Yaşayacağım hikayeyi anlattım.
Bırak şimdi afillli şairleri.
Senin sokağın benim.
Bu sokakta ben yazıyorum.
Haberin var. Dedim sana bağırarak''
Susarak.
Seni seviyorum....
Beni seviyorsun...............
Akşam üstü saçlarını sevdiğim sıralarda'
Gülmeyi'gülüşmeyi öğretiyordun.
Utanıyorum.
Utanıyordum da.
Gülmemiş suratıma çizikler attın.
Kışın gitmediği bir şehir burası.
Burası bir penguene yaraşır.
Hem müezzinler tam saatinde okuyor ezanı.
İndir ayaklarını'
Benden öteye gitmesin günahın.
Sevgili günlüğüm'
Günüm'
Güne varıp aldandığım.
Öldüğümüzde aynı yerde doğup,
Tanışamayacağız biliyorsun.
Omzuna çarpıp bakarsam gözlerine'
Gözlerime aynı bakamayacaksın.
Farkındasın''
Sabahları erken kalkıp'
Akşam üzerleri benim uyanmamı bekliyorsun.
Sabahları erkenden duş alıp'
Sana sarılmamı'
Öpmemi diliyorsun.
Sevgili günlüğüm.
Şayet'
Ölürsem'
Beni'
Kaç'
Şarkıda'
Unutursun'
Daktilo harflerinin arasında bıraktım çocukluğumu'
Her bastığımda kızan komşularıma emanet erik ağaçlarım.
Bisikletimin kaza yerleri,dizlerimde çok uyumlu.
Ve kendini Tanrı sananlar attan düştüğünde'
Aşık oldum sana.
Görünmez duvarlar açıldı'
İnsanlar'
Katil Balinalar'
Hem sokak ışıklarının hepsi kırmızı oldu'
Sarıldığımda beline'
Öpüşmek kaçınılmaz oluyordu.
Öpmekten alıkoyma beni.
Dudakların'
Hangi şehrin meşhur kitaplarıdır.
Seni seviyorum.
Bu iki kelimeyi yedi kitaba böler.
Dua et Allah'a....
Dua et..
Beni seviyorsun.
Aşk'
Aşk senin haznenin hangi parçasıydı?
Hangi mektupta'
Hangi satırda'
Hangi bende...
Filler öpüşüyor.
Utanıp gözlerini kapatıyorsun.
Utanıp gözlerimi kapatıyorsun..
Bir ocak açıyoruz'sonuna kadar..
Su kaynayana kadar sevişeceğiz.
Filler öpüşüyor olacak.
Beni temsili bir yönetici olarak bırakma.
Lütfen.
Seni daha bir çok seviyorum.
Gül...
Gül...
Gül...
Bu kağıda seni çiziyorum sanarken.
Kendimi çizmişim.
Bir kağıtta gözyaşından anladım.
Sarılı bir parça ve içinde tütün.
Konuştum sevgili günlük.
Öyle sıradan değil'durmaksızın konuştum.
Yaşadığım değil'
Yaşayacağım hikayeyi anlattım.
Bırak şimdi afillli şairleri.
Senin sokağın benim.
Bu sokakta ben yazıyorum.
Haberin var. Dedim sana bağırarak''
Susarak.
Seni seviyorum....
Beni seviyorsun...............
1 Mayıs 2016 Pazar
Şehir Efsanesi.
Savaş Tanrısı gibi ihanet etme bana.
Ey sözüm.
Gözüme düşürme ateşinin sancısını.
Bıraktığım gibi bu kalem.
Alınacağın bir şey yok.
Alındığını hangi kibarlıkla söyleyebilirim sana.
Sazlık boyu ayakkabılarının rengini,önemsemiyorum.
Öldüm.
Sende öleceksin.
İzlediğini biliyorum aklımın en tenhasını.
Ve bu bıçakların,çoktan bilenmiş kanıma.
Kanımdan yazılıyorsun.
Canımdan'
İçinden.
Eşlik ettirip beni'
Oturttuğun sandalyenin her bir bacağını kırmışsın.
Mezar siyahı, boşluklar açmışım kendime.
Bıraktığım gibi bu kalem.
Bıraktığın gibi bu kelimeler.
Bizden sonra biz gibi olan herkes öldü.
Ölürken'öldürdün.
Gülleri reçel yapan teyzeler bir bir evine kapandı.
Namaza koşuşan amcalar,desteksiz yürüyemez oldu.
İnanmayacaklar biliyorum ama'
Gök sen istemeden yağmamaya başladı.
Seyirci olarak izlediğim 48 numaradan'
Cam kırıklarını topladım'kulaklığıma.
Ölü bedenimin yapacak çok işi yoktu.
İşim yoktu..
Yürümeyi sevmediğimden'
Ayakkabılarıma basıp durdurmanı istedim.
Keskin ayinlere katılmış zihnimi'
Kendi avucumla parçalamış gibi bir rüya bu.
Yanıma sokuldu'
Boynuzları yoktu.
Kırmızı değildi.
Yanıma sokuldu'
Zafer dedi'
Zafer dedim.
Yanıma sokuldu.
Kaybettim.
Harici birikintiler oluştu.
Oluşuyor'
Gözüm gibi gidiyor ruhum.
Tutulmayacak kıyafetlere 'rusak iman' diyorlar.
Hırçınlaşıyor bileklerim.
Kan basıncı sıfır'
Gök kızıyor'
Bulut keskin.
Sokulma'
Derisi yılandan bir hancı kıvırabilir bu şiiri.
Sokulupta'
Boğulma.
Ne padişah'
Ne gazi'
Ne silah'
Ne kitap'
Yaprak kökü kadar bir toprak.
Görüyorlar'
Kazanıyorum.
Kaybediyorlar.
'Ölüyorum.
Bu düşmek gibi bir taarruz.
Biliyorum'
Kanıyor gözün'
Üzülme........
Üzülme........
Ölüyorsun.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)