Diz kapaklarımın altına sıkışıyorum.
Şair olsaydın,
Kesin görürdün beni.
Gözüme bulaştırdığım bu boşluğa perdeler sürüklüyorum.
Çok güzel gülüyorsun.
Ve çok sessiz.
Seni tanıştırdığım insanlar çok güzel gülüyor.
Yıkımı olmamış şehirlerde beni kim kurtarabilir?
Seni kimsesizliğimden nasıl çıkarabilirim?
Şair olsaydın,kesin kurtarırdın beni.
Yanıtı olmayan iç yanmalarına,
Kimse kıdemli askerler gibi kurşun sıkamıyor.
Çünkü cellatlar,sağır olmazsa,vicdan yapar diyordu gazeteler.
Kesin gazete okumuyorsun.
Bir gazeteyi,yeniden katlaya bilmeyi arıyorum içinde.
Sana,ekseni ve evreni matematikle anlatmıyorum.
Bir ayakkabı gibi,yollara takılma diye.
Sürgün olsam,kesin sana gelirdim.
Ay ışığı bu şehirde suretlere bürünmüyor.
Ben hiç aya gitmedim.
Şair olsaydın,
Kesin aya girerdik seninle.
İhtişamlı şatolar çizerdim,küçük bir resim defterine.
İçine bir sürü oda ve yalnızlık.
Cigaranın son bir dumanı kalmış gibi.
Nefesini benimle bölüş.
Aynı yatakta uyumalıyız.
Şair olsaydın sen zaten.
Kesin bende şair olurdum.
Büyük şiir olsa gerek,
İbadet ve senin aşkın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder