Kendimin içinden düşer gibi,sana bağırıyorum.
Uyanamadığım bir yatağın örtüsü ağır geliyor.
Çünkü ağaçları kesmek için,büyük kesikler gerek.
Bileklerim gibi,
Saçlarının sıkıştığı,sırtım gibi.
Sen kaç kesik yarayla seviştin?
Benim seviştiğim seslerim çok fazla.
Ürkütücü kadınlar gördüm.
Bağırdıkları yerde dimdik kadınlar.
Çok çocuk kadınlar büyüttüm.
Kıskançlığı,geometri sanan kadınlar.
İngilizce konuşur gibi sevişen kadınlar.
Çok kadın arasında,seni gördüm.
Gözlerin çok güzeldi.
Gözlerime iltifat eder gibi,gözlerine şiirler yazdım.
Aksanımı anlıyorsun.
Bileklerimi sıkma..
Göğsüme küçük çizikler bırak.
Aynı göğsümde uyu.
Biliyorum,kar yağsaydı ayrılmazdık.
Çünkü şairlerin elleri ceplerine girmezse.
Küçük vesveseler dağ olur.
Genelde sarışın kadınlara yazılır şiirler.
O sırada esmer kadınlar,güzel sevişir.
Ve şairler hep aynı yerinden,
Hep aynı kahkahayla ölür.
Sen şair değilsin.
Senin şiirlerde yerin yok.
Ama şişman kadınlar seni büyütebilir.
Çünkü şişman kadınların,
Kayıpları önce ruhlarında.
Sonra çirkinliklerin de olur.
Sen bırak onları.
Beni de bırak.
Üzüm büyüdüğü yeri,toprakla uyutur.
Sen,canını sıkı tut.
Bırak kendini.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder