6 Kasım 2020 Cuma

EN UZUN MEKTUP

 Önce çok sessiz kaldık, karşılıklı bakışmalarımız çok uzun sürdü. Dört sene sana bakmışım hissi içimi tüm derinliklerine kadar doldurdu. Baktıkça dudakların ıslak, bacakların pürüzsüz, göğüslerin hakimiyetini kaybetmiş gibi gözüktü, gözlerime. Bir şişe şarap hep yanıbaşımızdaydı eminim. Seninle yüz elli yıl geçirirdim. Sana söylemedim. Hissettirdim sana. Söylemediğim her şeyi, ufak ufak hisset diye yazdım. Saçların uzadıkça kestim, yüzüne ellerimi sürdüm. Yüzünü öptüm. Dudaklarımı ısırdın. Dudaklarının rehaveti, tırnaklarımı sırtına uzattı.


Kırmızı bir odanın içinde, hangi renk olmak istersen o renk olurduk. Hangi renk beni, sana karşı daha cazibeli yaparsa o renk olurdum. Biraz daha şarap? bir sigara daha? Seninle tutunacak olduğum her dala, yeni tohumlar ekledim. Yeni biralar, yeni dövmeler keşfettim. Kadınlığın, bana lütuftu. Çünkü sana eş değer olabilmek, duygunun her büyüyü içine aldığı bir devrim cümlesi.


biliyor musun? sana bakınca daha çok ıslatıyor yağmur beni. senin gözlerine yuva kurmalıyım. sana ev yapmalıyım. sevdiğin odayı ben inşa etmeliyim. yediğimiz ekmeğin tadını ilk ben hissetmeliyim.


havanın tadı, senin şehvetinden. uzaklığın, uzak oluşun, uzaklığa savruluşun gelemeyişimden. saydığım her gün bir fazla geliyor. saydığım her gün, sana, habersiz adım atıyorum. biliyorsun, bildiğini aldırış etme. ben sana siyahım, siyah en çok sana yakışır. hanidir, gördüğüm rüyalar da eksiksin ama karşımdasın. tüm çıplaklığına, çıplak kalmış her yanına sözler iliştiriyorum. öptüğüm her yerinin bir ismi var zihnimde. seninle aynı yatağı paylaşıp, seni aynı yatakta senelerce seyredebilirim. dudakların hala ıslak, dudaklarım biraz kanıyor fakat ellerimi sırtından çekemem. ellerini belime sığdır. bir silah gibi kullan keskin bakışlarını. öldür beni yanında. yanında doğur beni. bizim için çocuklar doğur. sabahları kan akışımı kontrol etmeme izin verme. dudaklarımı boş bırakmasın tenin. ben sana orman yeşilliğiyim. sen bana bütün yunan tanrıları.


Sen benim, yangınımsın. Sönmez bir tufanın en büyük eşiğisin içimde. senin yüzünden kızgınım, kendime. bazı zamanlar yorgunluğuma şeritli yollar çekiyorum. son defa diyorum, inandığım yoldan gideceğim. sen o yolsun. rüyalarıma, uykumda konuşmam ekleniyor. kendi konuştuğumu kendim duyuyorum, uyurken. şizofreni sayma bunu, kabusu olmayanın gözleri ışıksız kalır. tedavinin çıkar yolu sensin. çıkar beni buradan. mutfağa gir benimle, mutfakta öp beni. sonra salonda, küçük odada. banyonun orta yerinde. sokağın batımında ve güneşin doğuşunda. gizli kapaklı uyandır beni, bir kedi bul sahibini aramayan, evin her yerine sahiplik etsin. inandır beni, sana inandığım her şeye. bir kedi, bizi aile etsin. en çok benimle yemek ye, en çok bana göster sevdiklerini, hep benimle seviş. 


sen yokken bütün sınır komşuları ile aramız küs kalsa, barış bayrağı çekmem. sen benim ülkemin sınırlarısın. girdiğim girdap senin kasvetin. erkek oluşum, tanrının yaratışı. 


seni istiyorum, 

en çok ruhunu 

ruhunu en çok ruhuma. 





26 Mayıs 2020 Salı

İSİMSİZ

Demokrasiye hain pusular işleniyor
Dağlar cinayetin alengirli dosyası
Sesine, cumhuriyet diyorum
Gizli kapaklı cemaatler kuruyorsun
Israrla sakallarımı kestiğim yerlerden öp
Boynun,uzak ülkelerin kokusu
Boynundan göğsüne giden yola, su sesleri iliştiriyorum
Gözlerin çok güzel,
Gözlerin,dişleri yeni sivrilen bir kaplan gibi
Radyoyu çöpe attım,
Mürekkep almayan kalemleri kırdım.
Cevizden yapılmış kağıtlara, kına işledim
Ellerin kanımdan çok uzak.
Seni Güneş'le örtüyorum
Saçların çocuklar gibi
Ellerine mektupları alıp,geç kalıyorsun.
Ve Adolf haklı
Hastalıklı yerlerimi öldürüp,çıkar ruhumdan
Seni kendim olmadan sevemem
Günün her saati rakı içebiliriz
Reklamı yapılmamış sevişmeler yarat
Benimle sevişiyor gibi.

Evin ortasındayım.
İskemleyi kalçama çekip oturuyorum.
Urgan kopuk,merdiven gıcırdıyor.
İskemle çok küçük.
Evin ortasında kalçama balta vuruyor.
Üstüm çıplak kalınca,senden uzaklaşıyorum.
Üstün çıplak kalınca, yüzün gülümsüyor.
Sıcak suyu bileklerine değdirip,beni öpüyorsun
Seni bin defa öpsem,bin defa yanılırım biliyorum.
1881 kadar güzelsin.
Tüm vapurlar senin için,
Tüm savaş çığlıkları.
Gelmiş geçmiş bütün peygamberlerin iyiliği senin sesin.
Ben gizlenmiş kuş yuvaları.

Seni çığlıklarımla seviyorum. 
İlk ezan sesi,doğduğun yerlerden uzak.
Sana yetişen herkese küsüm.
Seni dudaklarından çok seviyorum.
Dudakların şiirlerime asma kilitler vuruyor.
Tüylerimi çekiyor bir fısıltı.
Yanıma uzandığın her yeri değiştiriyorum.
Ve kimselerden uzak söylüyorum.
Sessiz ve birikintili.
Varlığın İslamiyetin kanıtı.


22 Mayıs 2020 Cuma

Geç Kalınmış Mektup III

 Sesini duyduğumdan beri,fazlalık olabilecek seslerden kaçmaya çalışıyorum. Odamı turuncuya boyayıp,yatağımın ayaklarını indirdim. Erik ağaçlarına tırmanıp,belirli yıldızlarla konuşurken klasik müzik dinliyorum. Sesler yoğunlaşıyor,sesler boğuyor elleri ile kafeslerimi. Bazı geceler sabahlara kadar Vivaldi çalıyor ve hala Cemal Süreya okumuyorum. Mektuplar çok kalın. İçinden çıkamayacak kadar, kırışık bazı yorganlar. 
 
 Bir tuşa basıyorum,bir kanal açılıyor. Büyük kürsülerin arkasında küçücük adamlar konuşuyor,duymuyor kimseler. Büyük kürsülerin arkasına geçip en doğru şiirlerimi okusam,güçlenir miyim bilmiyorum.

 Yeniden sesin ilişiyor,kuşların sesi geliyor arkasından. Kedim miyavlıyor. Başka kediler sonra. Kesin süt arabası geçiyor ardından. Güneş açmıyorsa o gün, kendi kendime konuşuyorum. Düzelmemiş bazı kısımlarım kendime şahitlik yapıyor. Ses,soluktan eksik anlam ifade etmiyor. 
 
 Arş çok yüksek kalıyor gözlerinden dolayı ,çıkamıyorum. Çıkarsam düşüyor korkularım. Yükseldikçe,alçalıyorum. Yükseldikçe kırılıyorum. 

 Sonra aynı sessizlik. Kendi sesim,kendimden kaçıyor. Ne zaman peşinden gitsem,yanında buluyorum. Müziğin sesini daha çok açıyorum. Camı açıyorum. Bazen gizlice Cemal Süreya okuyorum. Eksik olan eksik kalıyor. 
 
Sen uyurken,uyanık kalıyorum en çok. Bir gökyüzünü masmavi halinde izleme telaşı bu hissiyat. Seni en çok seninle seviyorum.

21 Mayıs 2020 Perşembe

Rapunzel

Süzül saçlarından Rapunzel
Ben kendimi arıyorken sevdalı şehirler içinde
Sen benim tenime küstür şiirleri
Yetişememiş ellerim, hatalı sana
Boyun eğmiyor siyasiler ve eylemsel makaleler
Din diyorsun,
Dua ediyorum
Nefesimin arasında masal perisi
Çiçekli arabanın arkası yokuş
Git diyorsun
Arabayı itiyorum
Masal perisi küskün,
Rapunzel mavi,
Sesine yaklaşsam,sesini duyuyorum
Kulağıma ilişiyor dudakları
'Bütün ömrümü hayallere sığdırmayı dilerdim'
Bütün ömrümü sana sığdırıyorum görmüyorsun.
Çirkin ördek yavrularının ayakları büzük
Savaş çıksa silah tutamam,
Sen göğsümden vur beni.
Özgürken bacaklarına yetişemiyorum,
Huylandığın yanlarına uzanıyor elim,
Özgürken kuş oluyorsun 
Özgürken uçamıyorum yanına
Sen mavi,
Gökyüzü mavi,
Kanatların mavi,
Nereye gitsen,kimsesizim
Nereye konsan, başka değiyor gözlerine gökyüzü
Seni seviyorum.
Seni sevince,sigaramı söndürüyorum
Daha erkek oluyor yazdıklarım
Seni sevince,annesini arıyor şiirler
Rapunzel bana küs
Rapunzel,sarı saçlarını taramıyor tanrının
Rapunzel dokunduğumdan uzak
Sesini duyuyorum
'Bütün ömrümü hayallere sığdırmayı dilerdim'
Bütün ömrünü,şiirlere sığdırıyorum'
Şiirlerim kendimden geçmiyor.
Su soğuk,
Su siyah,
Boğulsam en güzel ellerinden doğarım
Göğsün anne
Dudakların yutkunuşlarıma gebe
Ben çirkin ördek 
Sen Rapunzel
Uyusam en güzel seninle uyurum

26 Nisan 2020 Pazar

Maria

Gözlerimi kendime doğru sıkıştırırken,
İçimi dolduran diyafon seslerine sığınıyorum.
Bakıcı kalmış uğultular,
Küsüm sana Maria,
Sen bacaklarının,ellerime değişine sızıntısın.
Kırılıyorum
Kale duvarlarına ismimi söyleme
Ağlama bebeğim desin o ses,
Senin sesinden başkası ilişmesin kulağıma,
Küsüm sana Maria
Kaldırma kuvveti duble rakıyı buza değdiriyor
Çatalı bulup öfkeme batıramıyorum
Biraz gülümse
Sen gülünce,bayramlarım geri geliyor
Sen gülünce kanım daha hızlı
Şehvetleniyor kalçaların,
Ve dudakların
Omzun ve göğüslerin
Küsüm sana Maria
Bana küsme

14 Nisan 2020 Salı

Geç Kalınmış Mektup II

      Güzel gözlerini boşluğuma düşürürken,benimle yürüyor cami ışıkları. Sessiz kalmış sokakların hepsini bir bir geçiyorum. Yolumdan ayrılmadan,o kadar hızlı yürüyorum ki, yanından geçersem diye korkuyorum. Arkama bakmayı hiç planlamamış olabilirim.

      Düşlerime ne zaman yenisini eklesem,kırmızı kalemim bitiyor. Dudakların eksiliyor yazdıklarımdan. Oysa ben seni öpmeyi,saatlerce sürdürebilirim. Kadın kokmanın evrilmemiş haliyle yaklaşan bazı kimseleri görmezden geliyorum, panayırında mavi kuşlarla dans ederken sen. Emektar bir bisikletçi bir bardak diyor,bir bardak daha viski. 

     Beni düşünme. Midem çok kötü,boğazım yutkunamıyor bıraktığın kelimeleri. Böbreğim taş olmaktan çıkıp,kumdan kaleler yaptıkça içlerime,yeniden doğuruyorum. Senin anneliğin eksilmesin diye,erkeksi yanlarımdan.
      
      Seni aradığım sokaklar çok uzak mahallelerinden,seni arayan insanlara dahil olmaktan korkuyorum. Canımın eksik kalmış kısımlarını,kimseler tamamlayamaz. Galata kulesini bir bomba ile yıkabilirim,önünden geçerken,düşsün diye üstüme. 

Beni sen bile tamamlayamazsın. Korkularımın kemiklerini kendim kırabilirim. Sen çıplak ayaklarını toprağa basıp,göğsüme sür. Medeniyetin kalelerini benimle infilak et,şeriatta bile çok güzeldir gözlerin.

      Elini,kaburgama boyayacağım belki çok yakında. Elin kaburgamdan hiç eksilmeyecek,sensiz yıkanacaksam bile cumartesi sabahları.

19 Mart 2020 Perşembe

Geç Kalınmış Mektup I

Sebepsizce gülümsüyorum.. Geçtiğimiz günler boyunca,seni düşürmeye kıyamadığım meyve ağaçlarının üstünde bir sürü kuş yuvaları belirdi,elektrik telleri bir sürü ruhu,bilmediğimiz ahiretlerin ortasına gönderdi. Belirli yerlerinden yırtılmış montumun sağ cebinden bir sigara çıkardım. Yasak olsa,böyle güzel yanmazdı. Zaten sigaramı ne zaman yaksam,seni arıyorum. Topladığın saçlarını hangi omzuna düşürürsen,diğer omzundan öpmeye başlıyorum seni. Bilesin dudaklarımı,seninle boyuyorum. Yangın ertesi ve salgın boyu sokakları yazdıranlar gibi kendi ellerimi kendim bağladım. Sana çözülmesin diye. Sen sesini bana duyurma diye,susturdum sesi çağdaşlaştıran kulaklarımı.
Tanklar ve hayat kadınları aynı savaşı veriyor. Sen milli mücadelemin baş kaldırmış direnişisin. Sokak kedileri senden güzel,sen bütün kedilerden güzelsin. Cemiyette konyak söylemişim gibi bacağımı bacağımın üstüne atıp,geri kalmış kasetler dolduruyorum. Yanımda kinim ve senin götürdüğün ruhum bulunuyor. Bir yerlerde,aynı bu gece gibi ruhsuz bedenin yerine,olmayan bedeninin ruhuyla sevişiyorum. Delilik diyecekler,görünmeyeni görmeye çalışmak. Altı üstü iki satır,kimse yangından sağ çıkamaz diyecekler. O sırada ensenden doğru akan su sırtıma değecek. Bizi hiçbir doğal afet durduramaz. Sıkıca belinden kavrasam,din kitaplarını modern edebiyata sürüklerim. Çünkü belin,dengesini bozar aklımın. Nasılsın demedim.. Mektubum boyunca,nasıl olduğunu bilmeden öptüm,seviştim,kızdım sana. Biliyorum nasılsın demedin.. Nasılsam,o kadar iyiyim. Kötü olduğumu düşünme,kötülük mahrum bırakılmış pişmanlıklardır. Farz et ki sesim kötü,şiirlerim kötü,senin kadar kötüyüm. Bu dünyaya aitim. Bu dünyanın bir yerlerinde gülümsüyorsun. Farzet ki öldüm,sen hala bir yerlerde gülümsüyorsun. Ayak uydurmama gerek yok,kim görüyorsa seni gülümsüyorken,onlar kadar iyiyim.

9 Şubat 2020 Pazar

KAN YAĞIŞI

Sesin dağınık,her boşluğum sancı
Kendime çiçekler büyüttüğümden beri,
Tanrıyı inkar edemiyorum
Korkusuz bir kedi büyüyor evimde
Korkuyorum kendimden
Yalnızlık çaresiz,
Ellerini sarmıyor içim..

Gitarı yeni çalmaya başlamışsın gibi,
Masum gözüküyor ellerin
Büyük sesler,büyük kalıntılar bırakıyor
Arkalarım dağınık,sen uzağımda çığlık atıyorsun
Duymasam seni,ölürüm
Bir teker geçer üstümden
Bir teker üstümden canımı acıtarak geçer..
Artık hem,
Çiçeklerim büyüdüğümden beri,başka bahçeleri kıskanmıyorum
Kırmızı
Boy boy
Küçük kızlar gibi,gülümsüyor 
Anne der gibi sana,göğüslerini terletiyor
Ensene düşen ıslaklıkları öpüyorum
Görmesen beni,ölürüm
Etrafımda kadınlar ağlar,
Sen uzaklarımdan siyah siyah izle beni

Sahi güzel kadınları yazdığım şiirleri kirletir ellerim
Hayat kadınlarını,
Sarışınları,
Dolgulu esmerleri,
Ve kızılları
En çok seni....

Beni kirletme
Yaşımı sırasına soksa,kıyafetlerin
Altmış sene seni öperim.

Sabahı tanrının
gecesi göğün
kızları,evimizin

Altmış sene öpmeyi bırakırsam seni
Öldüğümdendir
Duyduğun kelimeleri bana yakıştır sevgilim.
Ölmeyelim..
Yaşarken bile.......