Önce çok sessiz kaldık, karşılıklı bakışmalarımız çok uzun sürdü. Dört sene sana bakmışım hissi içimi tüm derinliklerine kadar doldurdu. Baktıkça dudakların ıslak, bacakların pürüzsüz, göğüslerin hakimiyetini kaybetmiş gibi gözüktü, gözlerime. Bir şişe şarap hep yanıbaşımızdaydı eminim. Seninle yüz elli yıl geçirirdim. Sana söylemedim. Hissettirdim sana. Söylemediğim her şeyi, ufak ufak hisset diye yazdım. Saçların uzadıkça kestim, yüzüne ellerimi sürdüm. Yüzünü öptüm. Dudaklarımı ısırdın. Dudaklarının rehaveti, tırnaklarımı sırtına uzattı.
Kırmızı bir odanın içinde, hangi renk olmak istersen o renk olurduk. Hangi renk beni, sana karşı daha cazibeli yaparsa o renk olurdum. Biraz daha şarap? bir sigara daha? Seninle tutunacak olduğum her dala, yeni tohumlar ekledim. Yeni biralar, yeni dövmeler keşfettim. Kadınlığın, bana lütuftu. Çünkü sana eş değer olabilmek, duygunun her büyüyü içine aldığı bir devrim cümlesi.
biliyor musun? sana bakınca daha çok ıslatıyor yağmur beni. senin gözlerine yuva kurmalıyım. sana ev yapmalıyım. sevdiğin odayı ben inşa etmeliyim. yediğimiz ekmeğin tadını ilk ben hissetmeliyim.
havanın tadı, senin şehvetinden. uzaklığın, uzak oluşun, uzaklığa savruluşun gelemeyişimden. saydığım her gün bir fazla geliyor. saydığım her gün, sana, habersiz adım atıyorum. biliyorsun, bildiğini aldırış etme. ben sana siyahım, siyah en çok sana yakışır. hanidir, gördüğüm rüyalar da eksiksin ama karşımdasın. tüm çıplaklığına, çıplak kalmış her yanına sözler iliştiriyorum. öptüğüm her yerinin bir ismi var zihnimde. seninle aynı yatağı paylaşıp, seni aynı yatakta senelerce seyredebilirim. dudakların hala ıslak, dudaklarım biraz kanıyor fakat ellerimi sırtından çekemem. ellerini belime sığdır. bir silah gibi kullan keskin bakışlarını. öldür beni yanında. yanında doğur beni. bizim için çocuklar doğur. sabahları kan akışımı kontrol etmeme izin verme. dudaklarımı boş bırakmasın tenin. ben sana orman yeşilliğiyim. sen bana bütün yunan tanrıları.
Sen benim, yangınımsın. Sönmez bir tufanın en büyük eşiğisin içimde. senin yüzünden kızgınım, kendime. bazı zamanlar yorgunluğuma şeritli yollar çekiyorum. son defa diyorum, inandığım yoldan gideceğim. sen o yolsun. rüyalarıma, uykumda konuşmam ekleniyor. kendi konuştuğumu kendim duyuyorum, uyurken. şizofreni sayma bunu, kabusu olmayanın gözleri ışıksız kalır. tedavinin çıkar yolu sensin. çıkar beni buradan. mutfağa gir benimle, mutfakta öp beni. sonra salonda, küçük odada. banyonun orta yerinde. sokağın batımında ve güneşin doğuşunda. gizli kapaklı uyandır beni, bir kedi bul sahibini aramayan, evin her yerine sahiplik etsin. inandır beni, sana inandığım her şeye. bir kedi, bizi aile etsin. en çok benimle yemek ye, en çok bana göster sevdiklerini, hep benimle seviş.
sen yokken bütün sınır komşuları ile aramız küs kalsa, barış bayrağı çekmem. sen benim ülkemin sınırlarısın. girdiğim girdap senin kasvetin. erkek oluşum, tanrının yaratışı.
seni istiyorum,
en çok ruhunu
ruhunu en çok ruhuma.
