Şiir düştü geceye,
Bu geceyi düşürdü.
Söze uydum,sana uydum.
Yazdım bu gece.
Kediler döküldü sokağa,
Köpekler ezana eşlik etti.
Balıklar boğuldu,
Sefer saatleri yaklaştı bu gece.
Sınır çizgileri tebeşirle boyandı.
İp atlamaya yeltendim sanki.
Mavi duvarlara gülümsemeler çizdim.
Soluma düşür,saçlarını.
Sağına bir el uzatayım.
Canımın kenarı,
Adımın,hakimi.
Yargıya bırakma beni,
İdamıma el kaldıranlar olur.
Ölürüm,
Ölürsem dahi isterim gülmeni.
Vapurlarda çay soğuk satılmaya başlarsa,
Martılar,simitleri beğenmezse.
Sokak müzikleri biterse şayet,
Kalemin ucu kırılır,
Sayfalar tozlu,
Şehir zaten duman.
Birde somurtursan sen,
Ne anlamı kalır yüreğime,yarenin.
Saza,türkünün.
Şeytanı görsem korkmam ben zaten,
Bismillah derim,
Toprak,canlanır.
Arapça kökenli harfler doğar.
Bir bebek büyür,sana benzer.
Savaş bu kadar yakınken,
Şiir önce sokağa,
Sonra ölüme düşerken.
Bilinir,
Bilirim.
Zaten öyle denir.
'Umut Hep Var'
27 Ekim 2015 Salı
25 Ekim 2015 Pazar
Siyah'Kağıt.
Ağlasam kağıda,şiir olsa.
Şayet yalnızdır şehir,
Bu şiir,evim olsa,uyusam.
Ah sayın bayan,dört adımda bir dönüp baksan.
Nehirler aksa içime,
Sesime bir kurşun.
Sırtıma bir kuş,
Şiirimde sarılsak.
Telaffuz etme söylediklerimi,
Bakışların öldürüyor.
Uzaksak,koşup yetişemiyorsak,
Yan sokak senindir.
Kesin üşüyorsundur.
Bir aşk,kana değerse,can olur.
Bir mum can alabilir.
Şimdi söyle,
Hangimiz böğürtlen?
Hangimiz el?
Lekelenecekse dudağıma kadar ten bildiğim.
Bu talep,kırmızı ışıkları yok eder.
Dokun göğsüme,
Dokun bu şeriat saçlarıma.
Meyve ağaçlarının dalları kırık,
Pürüzlü asfalt,
Tökezleme,gel dokun.
Bilmen gerekir yılın son ayı sen değilsin.
İlk harflerinle bir kadınsın öncelikle.
Gövden boyalı.
Öyle diyorum.
O da diyor.
Burada bir bakkal var en çok o söylüyor.
Bu parmaklarım kan boyası.
Kağıt siyah.
Sen urgan.
Ben çivi.
Gel ölümden kaçalım,
Tabure düşmeden,
Temmuz gelir nasıl olsa,
Haydi..
Sabah olacak.
Tut ellerimi.
Şayet yalnızdır şehir,
Bu şiir,evim olsa,uyusam.
Ah sayın bayan,dört adımda bir dönüp baksan.
Nehirler aksa içime,
Sesime bir kurşun.
Sırtıma bir kuş,
Şiirimde sarılsak.
Telaffuz etme söylediklerimi,
Bakışların öldürüyor.
Uzaksak,koşup yetişemiyorsak,
Yan sokak senindir.
Kesin üşüyorsundur.
Bir aşk,kana değerse,can olur.
Bir mum can alabilir.
Şimdi söyle,
Hangimiz böğürtlen?
Hangimiz el?
Lekelenecekse dudağıma kadar ten bildiğim.
Bu talep,kırmızı ışıkları yok eder.
Dokun göğsüme,
Dokun bu şeriat saçlarıma.
Meyve ağaçlarının dalları kırık,
Pürüzlü asfalt,
Tökezleme,gel dokun.
Bilmen gerekir yılın son ayı sen değilsin.
İlk harflerinle bir kadınsın öncelikle.
Gövden boyalı.
Öyle diyorum.
O da diyor.
Burada bir bakkal var en çok o söylüyor.
Bu parmaklarım kan boyası.
Kağıt siyah.
Sen urgan.
Ben çivi.
Gel ölümden kaçalım,
Tabure düşmeden,
Temmuz gelir nasıl olsa,
Haydi..
Sabah olacak.
Tut ellerimi.
20 Ekim 2015 Salı
Bilinmez'Şiir.
Ölüm olur kan.
Tren istasyonları yara içinde kalır.
Ölüm olur can,
Kesilip,daralır.
Sokağa düşer intikam,
Yasa boğulur umut.
Ben sana kalırım,
Bin adım geçse dahi,
Bir uçak düşse,
Allah sorgulansa,
Ana telaşlansa,sana kalırım.
Bıçağa batar sırtım.
Çamura sürüklenir ayaklarım.
Şahittir şiir yine seni ararım.
Vebaldir insan,
Ziyan uçuşur havaya,
Telaş gibi,baba gibi.
Bilinir ki ayrılıktır evlat olmak.
Babayı özlemek,erkek adamı da ağlatır.
Mektuba da sarılır o denli sigara.
Uyunmaz,
Uyunur da duvara dert vurulmaz.
Dert tavana tokat olur,
Yüreğe fer,
Birileri büyür,
Anne deyip büyür,
Baba deyip büyür,
Kimisi ailem deyip büyür,
Ağlayıp büyür biri,
Büyümek için büyür,
Çocuk olur kimi,
Yazmayı öğrenir,
Yazılmayı öğrenir,
Silmeyi,
Yırtmayı,
Saklamayı öğrenir.
Ben düşerim mesela,
Yapraklar,cevize kadardır.
Balta kolumu koparabilir,
İsmail Hakkı çalıyorsa,kesin sigara içilir.
Basık odada zengin olma telaşı yorar insanı,
Otobüse binip,cam kenarına oturamama.
Kısa mesafede taksiye çok para verme,
En çok gülmemek yorar insanı,
Çene ağrıtmaz,yürek ağrıtır.
Bel büktürüp,yaşamak dedirtir.
Yaşamak,
Ölüm olur,
Ölüm,korku.
Korku,yaşamak olur.
Birileri her zaman daha çok sever.
Tren istasyonları yara içinde kalır.
Ölüm olur can,
Sokağa düşer intikam,
Yasa boğulur umut.
Ben sana kalırım,
Bin adım geçse dahi,
Bir uçak düşse,
Allah sorgulansa,
Ana telaşlansa,sana kalırım.
Bıçağa batar sırtım.
Çamura sürüklenir ayaklarım.
Şahittir şiir yine seni ararım.
Vebaldir insan,
Ziyan uçuşur havaya,
Telaş gibi,baba gibi.
Bilinir ki ayrılıktır evlat olmak.
Babayı özlemek,erkek adamı da ağlatır.
Mektuba da sarılır o denli sigara.
Uyunmaz,
Uyunur da duvara dert vurulmaz.
Dert tavana tokat olur,
Yüreğe fer,
Birileri büyür,
Anne deyip büyür,
Baba deyip büyür,
Kimisi ailem deyip büyür,
Ağlayıp büyür biri,
Büyümek için büyür,
Çocuk olur kimi,
Yazmayı öğrenir,
Yazılmayı öğrenir,
Silmeyi,
Yırtmayı,
Saklamayı öğrenir.
Ben düşerim mesela,
Yapraklar,cevize kadardır.
Balta kolumu koparabilir,
İsmail Hakkı çalıyorsa,kesin sigara içilir.
Basık odada zengin olma telaşı yorar insanı,
Otobüse binip,cam kenarına oturamama.
Kısa mesafede taksiye çok para verme,
En çok gülmemek yorar insanı,
Çene ağrıtmaz,yürek ağrıtır.
Bel büktürüp,yaşamak dedirtir.
Yaşamak,
Ölüm olur,
Ölüm,korku.
Korku,yaşamak olur.
Birileri her zaman daha çok sever.
17 Ekim 2015 Cumartesi
Şehr-i Şiir.
Dayanmaz şehir,
Kül bana döner,ateş sana.
Şeytan çarpılır,
Bir elma,şeytanı çarpabilir,
Ekşi elmalar güzeldir,
Gözlerimde güzel.
Söze dil,
Dile din,
Dine Allah gerekir.
Allaha kul,
Döngü içinde rakı içilebilir,
Sekse ve peynir güzelse,
Kavunda kesilebilir.
Kimisi acı içer,
Kimisi acıya.
Sancı kadına düşer,
Beyaz adama.
Gülmek yakışıyor der Vahdettin.
Bıyık uzatır Süleyman.
Edip şiirden,edep insandan ölür.
Yüreğim soğursa yaslanırsın kış vakti.
Şiir bitti,sona geldi şehr-i şiir.
Şere ortaksan ve korkutmuyorsa bu kin,gel.
Gülmeyi unutup,
Saygıyı boğup gel.
Siyah giyip gel.
Ölüm alıp,gitmeyecek gibi gel.
Cebine iki lira yeter.
Cebime bi sigara.
Mektuba pul,
Denize martı.
Öyle gel,
Kül bana döner,ateş sana.
Şeytan çarpılır,
Bir elma,şeytanı çarpabilir,
Ekşi elmalar güzeldir,
Gözlerimde güzel.
Söze dil,
Dile din,
Dine Allah gerekir.
Allaha kul,
Döngü içinde rakı içilebilir,
Sekse ve peynir güzelse,
Kavunda kesilebilir.
Kimisi acı içer,
Kimisi acıya.
Sancı kadına düşer,
Beyaz adama.
Gülmek yakışıyor der Vahdettin.
Bıyık uzatır Süleyman.
Edip şiirden,edep insandan ölür.
Yüreğim soğursa yaslanırsın kış vakti.
Şiir bitti,sona geldi şehr-i şiir.
Şere ortaksan ve korkutmuyorsa bu kin,gel.
Gülmeyi unutup,
Saygıyı boğup gel.
Siyah giyip gel.
Ölüm alıp,gitmeyecek gibi gel.
Cebine iki lira yeter.
Cebime bi sigara.
Mektuba pul,
Denize martı.
Öyle gel,
10 Ekim 2015 Cumartesi
Kimi'Kimisi'Kime
Ansızın gelir,
Ölüm gibi gelir,
Senin üzerinde kıyafetler vardır,
Çıplak bırakıp gelir.
Tanıdığın İstanbul silinir,
Ankara soğur,
Ege sular altında kalabilir.
Öylece düşüp gelir.
Sigarayı hep yarıda içer mesela.
Çakmak yerine kibrit kullanıp gelir.
Gitar çalmaz,türkü bilmez,
Ölenle ölmeden gelir.
Savaş dersen bir kere,
Sevişmeyi bilmeden gelir.
Gelir ki,dağın rengi yeşil kalmaz.
Gökyüzü kızıl,
Yer kan.
Kimisi sevip gelir,
Kalır,
Göğsüne basar,uyur.
Bıçağı keskin bırakmaz,yara alma diye.
Öldürüp gelir bazıları,
Nefes kalmamışken dünyaya bırakacak,
Göğsünü ikiye bölme hissiyle,
Korkmadan gelir.
Yerine göre çoğu,
Gelmeden ölür,
Gidersin,
Kara bulut kokar sokak.
Şarap,mideye dokunur,
İçemeden dökülür.
Çeyrek asırlar,ölmez.
Geldikleri gibi kalır,
Kalınanla yaşar,
Ne bıçaktadır merhamet,
Ne üzümde.
Kimi şiirle ölür,
Kimi masalla,
Biri uyur,
Biri büyür,
Ölüm gibi gelir,
Senin üzerinde kıyafetler vardır,
Çıplak bırakıp gelir.
Tanıdığın İstanbul silinir,
Ankara soğur,
Ege sular altında kalabilir.
Öylece düşüp gelir.
Sigarayı hep yarıda içer mesela.
Çakmak yerine kibrit kullanıp gelir.
Gitar çalmaz,türkü bilmez,
Ölenle ölmeden gelir.
Savaş dersen bir kere,
Sevişmeyi bilmeden gelir.
Gelir ki,dağın rengi yeşil kalmaz.
Gökyüzü kızıl,
Yer kan.
Kimisi sevip gelir,
Kalır,
Göğsüne basar,uyur.
Bıçağı keskin bırakmaz,yara alma diye.
Öldürüp gelir bazıları,
Nefes kalmamışken dünyaya bırakacak,
Göğsünü ikiye bölme hissiyle,
Korkmadan gelir.
Yerine göre çoğu,
Gelmeden ölür,
Gidersin,
Kara bulut kokar sokak.
Şarap,mideye dokunur,
İçemeden dökülür.
Çeyrek asırlar,ölmez.
Geldikleri gibi kalır,
Kalınanla yaşar,
Ne bıçaktadır merhamet,
Ne üzümde.
Kimi şiirle ölür,
Kimi masalla,
Biri uyur,
Biri büyür,
8 Ekim 2015 Perşembe
Kurbağalar Gridir.
Öncelikle yaşamayı öğrendim bu şehirde.
Onun öncesi var elbet.
Yürümek,okumak,ağlamak,düşmek.
Çok şey öğrendim.
İnsanların gittiğini öğrendim.
Kaldıklarını,
Birilerini bu şehirde yaşatmak istediğimi düşündüm.
Düşünmeyi öğrendim o sıra.
Düzen dolu bir karmaşa bu gökyüzü.
Yıldızlar iç savaşımız.
Ve Güneş tanrılaşıyor.
Seviyorum diyorum.
Ruha eşlik ediyorum.
İki adım,iki adım ileri gitmiyor.
Beton dökülmüş bu ayak seslerine.
Kırılıyorum.
En azın senin kadar.
Yağmur,çamur olup boyuyor gözlerimi.
Sevdiğim gülüşün,dönüyor öylece.
Ellerin soğuk.
Ve göğsüme basamıyor parmak uçların.
Bu acı işkencesine 'şiir' diyorum.
Lügatımca anlamı buna yoruluyor.
Daha ağlayacağız.
Oturup,karşılıklı hiç ağlamadık seninle.
Ki ağlamayı yakıştırmam sana.
Vardır elbet bir siyahın üstüne düşen leke.
Vardır bulutu ikiye bölecek bıçak.
O yüzden kışa zalim denir,
Bahara neşe,
Onun öncesi var elbet.
Yürümek,okumak,ağlamak,düşmek.
Çok şey öğrendim.
İnsanların gittiğini öğrendim.
Kaldıklarını,
Birilerini bu şehirde yaşatmak istediğimi düşündüm.
Düşünmeyi öğrendim o sıra.
Düzen dolu bir karmaşa bu gökyüzü.
Yıldızlar iç savaşımız.
Ve Güneş tanrılaşıyor.
Seviyorum diyorum.
Ruha eşlik ediyorum.
İki adım,iki adım ileri gitmiyor.
Beton dökülmüş bu ayak seslerine.
Kırılıyorum.
En azın senin kadar.
Yağmur,çamur olup boyuyor gözlerimi.
Sevdiğim gülüşün,dönüyor öylece.
Ellerin soğuk.
Ve göğsüme basamıyor parmak uçların.
Bu acı işkencesine 'şiir' diyorum.
Lügatımca anlamı buna yoruluyor.
Daha ağlayacağız.
Oturup,karşılıklı hiç ağlamadık seninle.
Ki ağlamayı yakıştırmam sana.
Vardır elbet bir siyahın üstüne düşen leke.
Vardır bulutu ikiye bölecek bıçak.
O yüzden kışa zalim denir,
Bahara neşe,
4 Ekim 2015 Pazar
Sayınlar ve Güzeller.
Neyi anlatayım?
Derdi,rüzgar olan yaprağın kırılma noktasını mı?
Yoksa özgürlüğü,üşengeçlikle örttüğümüzü mü?
Söz yoksa,şiir yıpranıyor sevgilim.
Git diyorsan şair ölüyor.
Bekle diyene gül açıyor.
Bekleyene,şarkı çalıyor.
O denli yüzündeki iz,iç kanatır ya senin.
Anlamazsın,
Aynaya o anlamda bakamazsın.
Gülmek güzeldir sevgilim.
Gülebiliyorsan ne ala.
Hayattan daha kötü davranıyorsun.
Davrandığımı söylüyorsun.
Sarmaşık görmemişsin hiç.
Kaybetmeyi bilmiyorsun.
Kim bilir,belki çok seviyorum.
Doğru orantıda bir acı bu.
Aklıma kazınmış,gidecek olman.
Derdi,rüzgar olan yaprağın kırılma noktasını mı?
Yoksa özgürlüğü,üşengeçlikle örttüğümüzü mü?
Söz yoksa,şiir yıpranıyor sevgilim.
Git diyorsan şair ölüyor.
Bekle diyene gül açıyor.
Bekleyene,şarkı çalıyor.
O denli yüzündeki iz,iç kanatır ya senin.
Anlamazsın,
Aynaya o anlamda bakamazsın.
Gülmek güzeldir sevgilim.
Gülebiliyorsan ne ala.
Hayattan daha kötü davranıyorsun.
Davrandığımı söylüyorsun.
Sarmaşık görmemişsin hiç.
Kaybetmeyi bilmiyorsun.
Kim bilir,belki çok seviyorum.
Doğru orantıda bir acı bu.
Aklıma kazınmış,gidecek olman.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)