29 Mayıs 2018 Salı

Baltalı İncil



Güzel kızım,
Seçenekler hep baki,
Ve suyun değmediği topraklarda ağlıyorum.
Büyüyen çiçek şiir,
Büyüten yaş,sergüzeşt.
Bu lodos,senin tufanın.
Evlerime sensizlik düşürüyorsun.

Göğsünden,dudaklarına giden yollar benim.
Ben bu ağaca on yerinden balta vurdum.
Sen kırk yerinden çiçek açtırdın.

Benimle seviş,
Benimle yarış.
Beni boğ,
Güzel kızım.
Boğulduğumu göster uykularımda.
Nefes almak savaşlardan uzak.

Korkuyorum güzel kızım.
Korkular siyah kıyafetler giyiyor.
Mezarlar soğuk.
Korkularımı,kendim taşıyorum.

Sen havluya sarılı teninle,bana koşmuyorsun.
Ayaklarına serilmiş kadınlar,seni öldürüyor.

Tırnaklarım batık bir uçuş deneyimi gibi,
Ve belinde,seni gülümseten noktalara,
Ellerim dokunuyor.

Ellerimi bırakma.

Her şiir gibi,
Biliyorsun güzel kızım,
Seni seviyorum.

19 Mayıs 2018 Cumartesi

Örtme Yüzünü.

Yirminci mektup diye başladı Oğuzcan,
Nerdesin? Günler var ki beni aramadın,yazmadın.
Senden gelecek bir mektubu bekledim boşuna.

Devam etti,

Nerdesin?
Beni unuttun diyemeyeceğim,
Unutmadığını biliyorum.

'Satıra düşmüş boşluklar,gözlerimle yetiniyor.
Akşam olmaya yakın ilikliyorum,sesimi.
Ayağa kalktığım,her düzlük çok yalnız.
Papatya zaten kokmuyor,kopunca.
Sen dua diyorsun.
Dua ediyor musun? duymuyorum.

Çok şahit yaratsam dahi kurşuna engel olunmuyor.
Cebimde iki liradan fazla var.
Sol cebimde,elim.
Omuzlarım seni taşıyacak kadar güçlü.
Omuzlarımda elin.

Kalk,sıralı yollara çık.
Sigara içip,Güneş'imi kapatma.
Örtme yüzünü.
Yüzün,
Matematik işlerimden,daha sağlıklı.
Ve bilimsel tezler için,sırtıma geometri diyor.

Bu gece iki satır arasından çıkıp,gel.
Yazamayacağım felaketlerle dövüşüyorum.
Seni özledim.
Oğuzcan gibi.

İklime yenik karıncalar ekmek telaşında.
Bizim gözlerimiz yeter,kışları getirmeye.
Sen gökyüzü,
Ben orman.
Hangi Şiir doğarsa doğsun,bizim kızımızdır.
Hangi din çökerse çöksün,bizden değildir.
Sana yarattığım kuş yuvalarında,örgülü demirler var.
Bu gece iki satır arasından çıkıp,kır o demirleri.

Bütün sokaklar beni arıyor,
İsmim yok artık.
Bütün sokaklar bizi arıyor.
İsmimizi,hala biliyorlar.
Sessiz ol,
Bu kaybedeceğimiz bir savaş değil.'

Ve yine devam etti Oğuzcan,
Her insanın yüzünde sana benzeyen bir şey aramak da varmış.







9 Mayıs 2018 Çarşamba

En Çok Kendimden.

Kapının altında büyüyen ışığı gördüm.
Seninle birlikte,çok düştük.
Dizlerin yere çarpmadan,seni çok sevdim.
Dişlerine değmişliğim var.
Sesine hep sahip çıktım.

Kelebek kendi kozasıyla savaşırken,
Seninle aynı yerlerden,çok kalktık.
Yüzümün tam sağına,ay dokundu.
Yüzüne sürdüm.

Duvarların kırılmış kentsizliği bizi unuturdu.
Sen bizi,çamur olmadan yağmur,çoktan unuttun.
Sigara yakılmayacak yerlerde oturduk.
Farklı şehirlerde,farklı sohbetler içinde seviştik.

Beni unutursan,şiir olmaktan çıkacak kelimeler,
Can olmaktan ayrı kaldı.
Güzel adamları bölüşürken düş çekirdeği,
Ben,senin gözünden düştüm.
Gökyüzünden düştüm.
En çok yaralarımızdan düştüm.

Sırtımda bir ev kalabalığı,
Duvarda en çok senin resmin,
Çok kalabalık,ev kalabalığı
Ayakkabılarını göremiyorum.
Tam oradan iki defa düştüm.
İki çocuğum öldü.

Kapatma parmaklarının arasını.
Elimde başkasının yumruk yaraları.

Dudağına bir telaş gibi ' öpme arzusu bırakırken
En çok kendimden düştüm.

1 Mayıs 2018 Salı

Yarısı Kestane.

İki kitap arasına bir şiir sıkıştırdık seninle.
Sen bana boylu boyunca çocuklar doğurdun.
Ay kıvrak ve sessizdi.
Beni büyüttün.
Dizlerine bir düş bıraktım,çığlıklar içinde.
Beni yeniden doğur.
Büyümek için ne suyum,ne sözüm var.

Sesini unutuyorum.
Sesimi çoktan unuttun.
Sesini unutuyorum diyorum.
Ses tellerine gizlenmiş çiçekler büyümüyor.
Balkonlar ıssız ve pencerelerle kapanmamış.
Sesinde bir balkon esintisi vardı diyorum.
Hatırlatmıyor erik ağacı.
Sesini unutuyorum.

Beni bölme geceye.
Beni sensiz bırakma.
Hangi satırda sen yoksan,o satıra küsüm.
Kimse kimseyi,bölemez.

(Sevmeyi bilmiyorlar görüyorsun.
Hepsi kuralcı ve ezberci.
Beni yeniden doğur.)

Seni sahiplenmek,seni kavuşturmak gibi geceye.
Yarısı kestane  ve çalıkuşunu sevmek gibi.
Sabahları kahvaltısız.
Akşamları pamuk şeker gibi.

Beni yeniden doğur,
Ölüyorum,
görmüyorsun.