12 Eylül 2016 Pazartesi

Boşluklarım.

Gri bir Arapça ile boğuşuyorum.
Köşe başı koltuğumda'köşelerin.
Arındırıyorsun beni.
Durma.
Sevmemi istiyorsan'
Ölelim diyorsan kırışınca suratlarımız.
Hemde birlikte.
Durma.
Ölelim.

Sevdiğim.
Ayakkabılarını bağlamazsan,
Yanıma daha çabuk sokulabilirsin.
Daha hızlı örterim üstünü.

Birbirimizi seversek'
Kesin tanklar düşer'
Su kaynakları bulunur.
Ben susarım.

Her parkta mola veririz canım.
Her parkta yanıma oturursun.
Elbette üşüyeceksin'korkma bundan.
Her parkta öpüşeceğiz elbette.
Parklar bizi kabullenir.

Cumartesi gelir.
Sonraki gün yine cumartesi.
Yine..
Hep cumartesi gelir.
Biliyorsun'
Cumartesi günleri Güneş daha bir güzel vurur yüzüne.
Belkide bilmiyorsun.

Bu günlerde..
Mahşere ateş düşerse.
Halk eyleme bulaşır.
Darp yapılır ve gıybet kefeni çoktan aşmıştır.
Gizlice cennete girebiliriz..
Sen dilersen.

Haydi kalk'
Kalkar mısın? Emir değil bu.
Ricayı özleme barındırmak.
Gidiyoruz.
Sokaklar çamur'
Ayaklarıma bas.

Ben her şiirde'
Yazılması gereken kelimelerde.
Gizli gizli özneleştiriyor olacağım seni.
En güzel şiirlerimi sana bırakacağım.
Öyle yarı çıplak.
Çünkü yatağım haykırıyor.
Çünkü sen haykırıyorsun.
Çünkü bu yollar seni tutuyor.

Mezun olamamışlığım.
Hayattan ve yüreğimden.
Yakılması gereken diplomalar veriyor elime.

Gelirsen oyunlar oynarız.
Gelirsen dönmez dolaplar.
Dolaplar asılı kalır gökyüzünde.
Yıldız dilersin'
Yıldızları düşürürüm.

Haydi bırak saçlarını ellerime.
Ellerim çocuk olsun.
Ellerim umutlansın.

17 Temmuz 2016 Pazar

Temmuz'Eylülü.

Stabil yalnızlığın örttüğü penceremde.
Dikiş tutmuş gülüşünü çiziyorum.
Yeşile çalmış şarkılar.
Allah'a uzanmış bir tutsaklık bu.
Açma perdeleri.
Açma ışığı..
Açma beni,senden.
Açma halka dayalı sessizliğimi gönlüne.

Aşık olduğumda sana.
Yani ben..
Sana aşık olursam.
Sebepsiz gökkuşağı doğurur bulutlar.
Sebepsiz yere ağlarım.
Sebepte yokken özlemezsin beni.

Yazılmamış bir imparatorluk savaşında kazanırım şehrini.
Bu şehrin.
Şehrin senin,sana adanmış bitki örtüleri içerir.
Üşümem.
Ve meyve ağaçları kesin kök salmıştır,adına.
Adının başlangıcına,

Yüksek binaların geçici hevesi bu.
Ritmi bozuk bir kalbin..kuş yuvaları.
Bırakma bilinmeyen bir beni'sensiz.
Bırakma sokağı küfürsüz.
Bırakma kitabı insansız.

Bu şiire sen dediğimde'
Sana satır satır düştüğümde bu şiirde.
Senin bilmeyeceğin her kelimenin şarkısını çalıyorum.
Senin bilemeyeceğin bir peygamberlik bu.
Kutsa beni mağaramda.
Çıkışı olmayan karanlıklarıma,karanlık ol.
Birlikte görünmeyelim.
Bu beni öpmeni doğru kılar.
Yahut seni öpmek istememi.

Belkide bırak.
Bırak beni. 
Bıraktığın gibi öleyim.

Doğ yeniden.
Doğ saatler arası güzelliğinin saçlarına.
Pişmanlık değil bu.
Yine seni severim.
Yeniden..
Gördüğüm günün saatleri gibi.

Kırmızı bir zarf kopar ağaçtan.
Kırmızı bir kağıt bul düşmüş meyvelerden
Dudaklarına sür.
Dudakların temassız bir kavgayı'
İlahi adalet olarak sunsun dudaklarıma.

Hem..
Sen'
Yaz bana.
Yazarsan büyürüm.
Yazarsan kol düğmelerim olur.
Yazarsan sen bana.
Bilmiyorsun...
Ben sana.
Tarifi olmayan tek şeritli yollardan çiçekler koparırım.

Sen..
O vakit bu şiirde.
Beni..
Yenilenmiş bir gece gibi.
En bi saflığınla.
Seversin.

31 Mayıs 2016 Salı

Renksiz'Gökkuşağı.

Hangi renk hikayelere boyadın saçlarını?
Örgülü kalsın dedim'
Bölük bölük düş diye sözüme.
Bu tırnaklarına nasıl bir düş değdirdin?
Ne yöne dönsem'
Binalardan başka bir şey görmüyor gözüm.
İklime bakarsan'
Apartman dairelerinin yangın merdivenlerinde sevişiriz.
İklime bakacak olursan zaten sen...
Biraya bulanmak sevap sayılır.

Gök ve intihar.
Yaşlı bir adam.
Beyaz saçlarım..
Cebinde kaç kağıt kaldı benden'beni vurunca.
Kırılıyor asfaltlarım.
Ya da göğüs kafesimi tekmeliyor birileri.
Kırılıyorum.
Bırakırsan durmam.

Velhasıl dur anlatacağım.
Denize doğru uzunca bak.
Kana bulamış Allah'ülkemin çizgilerini.
Ve ben sana bulanmışım.
Eksenime sinen kokundan belli.

Yedi kere sev desen'yedibin kere ölürüm.
Sırf sana..
Sırf gözüne'özüne'sözüne.

Ben bilhassa doğumu düşlerim.
Rüya kadar bir simit koparır.
Rüya kadar demli bir çay içerim.
Hangi martı küfür edecekmiş bana.
Hangi dalga vuracak kadar yükselecekmiş yüzüme...
Aldırmam.
Aldırma.
Beni tanırsan karanlığında,çekirdek kabuklarının.
Elmas şekline aforoz etmişimdir kılıcı.
Ve papa geçerken buradan.
İntiharını izleriz.
Elbet gelirsin.
Elbet sarılırsın.

Kuran burada'
Besmele çek.
Kırmızı balon toplar alalım mahalle çocuklarına.

Bir daktilom olsaydı benim.
Zaten hiç olmadı.
Şayet olsaydı...
Geceleri uyanırdın sesine..
Sana yazdığım şiirlere uyanırdın..
Bir kere daha sevişirdik.
Hoca sesini yükseltirdi'
Perdeleri açar bi sigara yakardık.
Allah sanki arkasını dönmüş gibi.
Affola ' 
Bisikletimin iki tekerini çıkardım'iki kaldı.
Ondan bu konuşmam.

Dersen şarabım var..
Dersen kadehten mi yoksa şişeden mi diye.
Çok konuşmam.
Fişlerden hecelereyek öğrendim zaten okumayı da.
Doldurursun.
Göğsünü açarsın.
Bende bi şiir açarım rastgele.
Doldururum.
Anlarsan..
Göğsüne doldurum.

Yani diyorum ki..
Bırak yatağı'
Temassız da sevişebiliriz.


23 Mayıs 2016 Pazartesi

Raflık Şiir....

Ellerimde açıldı sessizliğin'
Akşam üstü saçlarını sevdiğim sıralarda'
Gülmeyi'gülüşmeyi öğretiyordun.
Utanıyorum.
Utanıyordum da.
Gülmemiş suratıma çizikler attın.

Kışın gitmediği bir şehir burası.
Burası bir penguene yaraşır.
Hem müezzinler tam saatinde okuyor ezanı.
İndir ayaklarını'
Benden öteye gitmesin günahın.

Sevgili günlüğüm'
Günüm'
Güne varıp aldandığım.
Öldüğümüzde aynı yerde doğup,
Tanışamayacağız biliyorsun.
Omzuna çarpıp bakarsam gözlerine'
Gözlerime aynı bakamayacaksın.

Farkındasın''
Sabahları erken kalkıp'
Akşam üzerleri benim uyanmamı bekliyorsun.
Sabahları erkenden duş alıp'
Sana sarılmamı'
Öpmemi diliyorsun.

Sevgili günlüğüm.

Şayet'
Ölürsem'
Beni'
Kaç'
Şarkıda'
Unutursun'

Daktilo harflerinin arasında bıraktım çocukluğumu'
Her bastığımda kızan komşularıma emanet erik ağaçlarım.
Bisikletimin kaza yerleri,dizlerimde çok uyumlu.
Ve kendini Tanrı sananlar attan düştüğünde'
Aşık oldum sana.

Görünmez duvarlar açıldı'
İnsanlar'
Katil Balinalar'
Hem sokak ışıklarının hepsi kırmızı oldu'
Sarıldığımda beline'
Öpüşmek kaçınılmaz oluyordu.

Öpmekten alıkoyma beni.
Dudakların'
Hangi şehrin meşhur kitaplarıdır.

Seni seviyorum.
Bu iki kelimeyi yedi kitaba böler.
Dua et Allah'a....
Dua et..
Beni seviyorsun.

Aşk'
Aşk senin haznenin hangi parçasıydı?
Hangi mektupta'
Hangi satırda'
Hangi bende...

Filler öpüşüyor.
Utanıp gözlerini kapatıyorsun.
Utanıp gözlerimi kapatıyorsun..
Bir ocak açıyoruz'sonuna kadar..

Su kaynayana kadar sevişeceğiz.
Filler öpüşüyor olacak.

Beni temsili bir yönetici olarak bırakma.
Lütfen.
Seni daha bir çok seviyorum.
Gül...
Gül...
Gül...

Bu kağıda seni çiziyorum sanarken.
Kendimi çizmişim.
Bir kağıtta gözyaşından anladım.

Sarılı bir parça ve içinde tütün.
Konuştum sevgili günlük.
Öyle sıradan değil'durmaksızın konuştum.
Yaşadığım değil'
Yaşayacağım hikayeyi anlattım.

Bırak şimdi afillli şairleri.
Senin sokağın benim.
Bu sokakta ben yazıyorum.

Haberin var. Dedim sana bağırarak''
Susarak.
Seni seviyorum....
Beni seviyorsun...............

1 Mayıs 2016 Pazar

Şehir Efsanesi.

Savaş Tanrısı gibi ihanet etme bana.
Ey sözüm.
Gözüme düşürme ateşinin sancısını.
Bıraktığım gibi bu kalem.
Alınacağın bir şey yok.
Alındığını hangi kibarlıkla söyleyebilirim sana.
Sazlık boyu ayakkabılarının rengini,önemsemiyorum.

Öldüm.
Sende öleceksin.
İzlediğini biliyorum aklımın en tenhasını.
Ve bu bıçakların,çoktan bilenmiş kanıma.
Kanımdan yazılıyorsun.
Canımdan'
İçinden.
Eşlik ettirip beni'
Oturttuğun sandalyenin her bir bacağını kırmışsın.
Mezar siyahı, boşluklar açmışım kendime.
Bıraktığım gibi bu kalem.
Bıraktığın gibi bu kelimeler.

Bizden sonra biz gibi olan herkes öldü.
Ölürken'öldürdün.
Gülleri reçel yapan teyzeler bir bir evine kapandı.
Namaza koşuşan amcalar,desteksiz yürüyemez oldu.
İnanmayacaklar biliyorum ama'

Gök sen istemeden yağmamaya başladı.

Seyirci olarak izlediğim 48 numaradan'
Cam kırıklarını topladım'kulaklığıma.
Ölü bedenimin yapacak çok işi yoktu.
İşim yoktu..

Yürümeyi sevmediğimden'
Ayakkabılarıma basıp durdurmanı istedim.
Keskin ayinlere katılmış zihnimi'
Kendi avucumla parçalamış gibi bir rüya bu.

Yanıma sokuldu'
Boynuzları yoktu.
Kırmızı değildi.
Yanıma sokuldu'
Zafer dedi'
Zafer dedim.
Yanıma sokuldu.
Kaybettim.

Harici birikintiler oluştu.
Oluşuyor'
Gözüm gibi gidiyor ruhum.
Tutulmayacak kıyafetlere 'rusak iman' diyorlar.
Hırçınlaşıyor bileklerim.

Kan basıncı sıfır'
Gök kızıyor'
Bulut keskin.

Sokulma'
Derisi yılandan bir hancı kıvırabilir bu şiiri.
Sokulupta'
Boğulma.

Ne padişah'
Ne gazi'
Ne silah'
Ne kitap'

Yaprak kökü kadar bir toprak.

Görüyorlar'
Kazanıyorum.
Kaybediyorlar.
'Ölüyorum.

Bu düşmek gibi bir taarruz.

Biliyorum'
Kanıyor gözün'
Üzülme........
Ölüyorsun.



23 Nisan 2016 Cumartesi

Uzun'Gecelik.

Oturduğun gibi yazılıyorsun'
Hece hece ayırıyorum göğsünü.
Bileklerimi sıkmışsın.
-
Bu gemiler,
-
Bu gemiler,gittiği yolları bilmeden gitmiş.
Batık bir kente'kıyı pazarları kurulmuş.
Sen ' omzumu düşleyerek uyumuşsun.

Oku tarihimi'
Küfürsüz bırakılmış çünkü geçmişime söz.
Üstüme'duvar.
Sözüme laiklik.

-Anlatma kendini,kendime.
Dilinde bir kedi oturuyor.
Kuyruğuna şiir yazılmış besbelli.
Gözünün üstündeki arıdan tanıyorum seni.
Sen değilsin.
Satırlarda tuzsuz erikler sermaye kazanıyor.
-
Sevmediğim,
Sevmedikleri gökyüzü yapmacık bir hamur gibi.

Anlat'

Anlatırsan,uyurum.
Elimi anlat eline.
Ki bu bizi'
Onların dahil olmadığı yerlere götürür.
'
Sebepsiz iyilikler işleriz.
Siyah giyersin..
Bildiğimden değil bedeninin benlik lekeleri.
Bilmediğimden dokunmak isterim.
'
Bir küfür et altımdan.
Ayaklarıma çamur bulansın.
'
Bir şehir söyle.

Kapanmış gibi gözü'insanın.
Öyle bir şehir de adıma.
Adımdan asılırım.
-
Satırlarımda bir müzik dolanıyor.
-
Gayri ihtiyari bir müzik dolanıyor satırlarımda.
Söylemelisin.
Başlarsan başından ve ortasının dalgasından.
Bu martıyı'gökyüzü sahiplenir.
Gördüğün kadar göründüğüm.
Fazlası seni şiire batırır.
Kurtaramam.

Savaşı belli bir imzanın'
Kırmızı şeritli eteklerini öpmek üzereyim.
Yolunda ışıklar var'duruyorsun.
Yolumda'yolun var.
Mayımlarımdan arın.
'
Sevişeceğiz biliyorum.
'

Dur durak bilmeden.
'
Durursak kurur çiçek.
Durursan susar gece.
Durursam'durur yüzüm.

'Kalkıyor gibisin.
Sanki misafiri değil bu şiir'ellerimin.
Yatıpta kalmış gibiyim ranzanın ucunda.
Duvarda delik açmış bir çivi.
Duvarda ellerinin izi.
Evde bir telaş.
'
Ya ölüyorum diyorum.
Ya din tezleri çürüdü'
Ya da Allah baba küstü bize.
Termosun içi buz tutmuş zaten.
Çimende oturmasak olur artık.
'
Güzel kokuyorum.
Kokuyor gibiyim.
Bodrumu anımsatıyor boynum'
Göğsüme doğru portakal bahçeleri.

'
Bir Allah var.
Bir Allah biliyor.
seviyorum.





1 Nisan 2016 Cuma

Karıncaları Öldürüyorlar.

Dilimde tüy'
Elimde kelime'
Gökyüzünde göz bitti.
Adına kalemimi değdirdim'
Ömrümce şiirimsin.
Soluna'çiçekler ekildi senin.
Sağıma panjurlu balkonlar yapıldı.
Gülleri boyadı..
Gülüşün.
'
Usta olduğunda bileklerim'
Yeni yollar yaptım ayaklarının varacağı yerlere.
Egeye uzandık'
Bira bardaklarımız tokuşturulmaya yöneldikçe.
Yanakların bana varlığı anımsatıyordu.
Seni öpmek,
Öyle yanaklarına dokunması dudağımın,
Bu haritaya petrol kuyuları eklerdi..
Savaşsa savaş'
Kimseyle barışa yönelmezdim.
Sen estikçe 'boynun'
Mesafe dahi olsa aramızda.
Estikçe boynun'
Geldikçe kokun bana'
Hangi şairi hangi bıçakla öldürdüğümü unuturdum.
'
Sevmek seni zahmetli iş.
'
Uzun öğünler gerektiriyor.
Kapalı alanlar,sigara cezaları.
Demir parmaklık.
-
Sevmek seni..
Yaşadıkça sevmeyi gerektiriyor.
Onurlu iş sevmek seni..

Her notaya seni yazmak mesela'
Köprünün sonuna beton ekleyip bitirmemek yolu'
Taksiyi dolandırıp'omzuma düşürmek başını..
Sabahı seninle etmek.
Kahvaltıyı elinden,
Aşkı yüreğinden istemek gibi.
Bu sevmek seni.
'
O kılıç benim'belime sıkışmış silah gibi.
Ceplerimi boşalt'
Çıkar o kağıtları..
Gözlerimi akıt'
Buram buram sana doldurmazsam kuyuları'
Çekme beni aşağıdan.
At üstüme ölümü'
At üstüme kefeni'
At beni benden aşağı.'

''
Beni at benden'
Sayma satırları.
Hangi satıra baksan ' Sen
Hangi noktaya ve öncesine dokunsan ' biz.

''' Bırak düşünmeyi,
Bu zamansa ve zaman yakınsa darbesiz sevişmelere'
Hep yazıyorum..
Güzel iş ' sevmek seni.

12 Mart 2016 Cumartesi

Kapanış'İçkisi.

Ellerim kirli biraz'
Yıkamamı bekler misin?
O kadar zamanın var mı?
Sabır ve zahmet ' uzak değil gibi sana.

Hem...
Fare kapanı üzerine yazılmış bu şiir.
Gece' yüzüme yakışmıyor.
Dilimde Farsça kelimeler var
Anlayabilir misin?

...


Bir beni öldür'
Kelimelerimin kutusunu açma.
'
Korkundan'korkuyorum.
'
Korkumu görmüyorsun.
Lütfen''
Biraz..
Görebilir misin?

Sen ve biz.
Ben ve sen.
Siz ve ben.
Bir şekilde'
Geminin kıçında,motorun üstünde'
Ağaçtan erik toplarken.
Akdeniz.. yahut benim şehrimde..
Topluluk arasında biz seninle ' hep bir şekiliz.

Dünya dönüyor '
Ve sanırım yuvarlak.
Elbet çarpışacağız sevgilim.

Şimdi'
Televizyonlar haberleri göstermediği sırada.
Bana elma soyacağın vakitlerde.
Bacaklarına dokunacağım.

..

Dualara sığmaz'
Kelimeleri bulup ' bu aşkın fetvasını veremezsin.

Hadi sevgilim...
Yüreğinin sesine kaset doldur.
Başa sarıp'sarıp severim seni.

Hadi inancım..
Çizik at bileklerime'
Ki.
'Sayılsın günüm ve ölümüm.

27 Ocak 2016 Çarşamba

Devre Arası 9.40

Şeytanın dizlerinde uyandım bugün.
Çökmüş bir cellat,dizlerime vuruyordu.
Secde fazla uzağa gitmiş olamazdı.
Allah yorgun değildi..
Ağladım bugün anne.
Sana da ağladım bilesin..
Kardeşimin saçlarına.
Balkonda ölü bulduğumuz kuşa.
Odamın soğuğuna ağladım. 

Müezzin saati bağırdı'
Söylenerek kalktım.
Söylenerek bi sigara yaktım.
Ayakkabı kutularım boş çıktı.
Yurtta sulh ' bende dolusuna acı vardı.

Şu sıralar..
Yara izlerin tırnaklarımı sorguluyor. 
Doğrulmuşum affından.
Rahman ve Rahim.
Döl ve batak.
Üretilmiş fabrikalara,telaffuz bulamıyoruz.
Sen geçmeden şiir'
Şiir olmuyor.
Çağır meleklerini,
Nasıl olsa bir köprü ilerisi Avrupa'

Yanıma otur,
Sarıl'
Seviş benimle..

Mağrur kokuyor olabilirim....

Bilinmişi,bilmemezlikten gelmek,
Sayaçların dengesini bozabilir.
Çok ağlarsan'
Vergini ödeyemem.
Katkı payları ve paylarımın dinsizliği'
Seni ancak sürüklenmiş bir sürgüne götürür.

Başımda bilge,başımda siyah.
Bu lamba sorgu.
Çınlamayan sokaklara hasret bu ayyaş fetvalar.

Yanıma oturma şimdi'
Elimin birine uzanamazsın'
İkisini birden tutamazsan'
Can alıcı bir türkü'
Mahşeri adapte edebilir kalemime.

İçkisel bir dize'
Bugün seni sorguya çekerse'
Yaprak'sana bulanırsa.
Göm geceyi.
Güneş'i sula gözlerime.
Çünkü eli kalem tutan insanlar'
Çünkü yazmasını bilenler..
Artık yazdırıcı vurgulara teşebbüs etmiyor.
Bu yollar yürünesi değil'

Ve çay acıyken'
Seni sevmenin'
Yeni bir demlik süresi olabilir..
Şekeri kırıp'seni büyütüp sevebilirim.

Göğsüme otur bu gece sevgilim'

22 Ocak 2016 Cuma

Ruhu'Ölülere.

İşaret dili içerikli bir konferansta buldum seni'
Uçak şirketleri,kanatlarını yalıyordu 16.30 uçağının.
Ekonomi sınıfına,dışarıdan aldığım portakal suyu ile bindim.
Önümde bir tabur asker,
Önümde Allah inancına mensup kitle,
Önümde sen vardın.

Hayalleri dava ile sunuyordu üçüncü sınıf öğrencileri.
Ben okulu bitirmeye yeltenmedim.
Her durak arası ' okumamış biralar içip''
Her cadde sonu mezun olmamış yollarda uyuyordum.

Önümde bir sen kaldın.
Bir kış'kıyamete sürüklüyordu.
Üzümü,şarap'niyetine yiyorduk.
Köpekler kollarımızı tutup'omuriliğimizi parçalamasın diye'
Ay gökten düşüp'çatımın leyleklerini korkutmasın diye'
Deyimler üretmeye çabalıyordum'
Kahve yaptım şekersiz..
Kahve yaptım soğuk..
Sütsüz.
Kahve yaptım sensiz.

Meğer bugün Cumaymış.
Cuma günleri sakalımı maviye boyardım ben.
Çarşambaları kesip'sigara atardım üstüne.
Meğer bugün Cüdaymış şehir.
Aforoz tütsüleri cebine sıkışmış.

Önümde artık sen kalmadın..
Ekmeğe bastığından mı geldi deccal..
Yoksa cigarayı fazla mı kaçırdım..
Elbette çirkinsin sen..
Elbette sevişmeyi bilmiyorsun..
Gömlek giydiğimde öpmelisin yakalarımdan.
Hem ben kediler için isim üretiyorum..
Aşısız kalmasın hiç biri.
Hem benim sokağımda yollar var...
Ne garip...
Yollara takılıp düşebilirim.
Düşebilir Adem yukardan..
Yağmur ve çamur böyle devam ederse..
Düşebilirsin bana..
Sevişmeyi'günah defterinde bir üst maddeye çıkarırlar.

Kızıyor musun bana sevgilim..........
Vecd duyuyorum ben senin göğsüne.
Ceriham değil elbette bu haz.
Kızıyorum kendime sevgilim.
Kızıyor kalbimin bozuk ritmi..

Ahlayıp'vahlanıyor suyun kaldırma kuvveti.
Boşuna doluyor küvetsiz evim.
Boşuna sobalara kurum birikiyor.
Nereden çıkarsa çıksın şiir...
Ne temizleniyor..
Ne ısınıyor.
Yerin eksik kısmına ojelerini sürüyorsun.

Vardır elbet aç olanın gözüne göre bir derya...
Suistimal edilebilir'dilenme potansiyeli.

Arkamda bir sen varsın'
Kalçana göre,küçüktür kalçalarım.
Omuzlarım pek geniş değil'
Yazmaya ağırlık bulaştırmadım'
Yapıştı suya ebruli.....
Papatyaları öyle kopardım.

Kızıyorsun bana sevgilim....
Kızıyor Ülke elçileri...
Ve direksiyonu sağda olan arabalar...
Utancımdan tüylerimi yolacağım..
Gayri ihtiyari saç tutamlarını isteyeceğim.
Ney olup ağlayacağız.
Bargıt rengi sahalarda bana koşacaksın...
Ayaklarım tutmayacak yeri.
Tutunamezken ay'
Ve ölmüşken solum,sağım...
Müşahhas bakışlar atıp'dizginlerimi savaşa süreceksin.

Kızma bana sevgilim...
Sevilenin ayağı değmezse'
Külli kapılarıma...

........Gelip kızma bana sevgilim.........




21 Ocak 2016 Perşembe

Ölümlü'Gecelik.

Ağlatırsa Ay Güneş'in gözünü.
Seccadeler kapitalizmi savunur.
Hem kuşların ölümü sıra'sevmek seni.
Kardeş türkülerle de gerçekleşebilir.
Bak bu incir ağacı
'yaprakları dalı kırmış.
Mesafeleri engel saymayıp'zülfikar çekmişim duvarına.

Şiir ölümlü..
Şiir davullu'zurnalı.
Sen-göz nezlemin başlangıç yargıcı. 

Yargıcım...
Hükmü iktidar olanımın saçlısı.
Yüzüğüme kanıt parmakların.
Dişlerin birlik olup'sevişmeyi ön görüyor.
Yıldızlar üçü geçmiş yardan ve serden.
Sırtına,sırtımı çizip farklı yollar boyamışız..
Açma gözünü.. Açma..
Bebeğim ağlıyor.
Öpesim var hem seni,
Seni öpesim var diyorum..
Dudaklarını şaraba batırıp,elma yemeliyim.
Seni öpmeyi istemek Havva'yı doğurgan kılar.

Mahsun yüzün,çukur açıyor bahçene.
Bahçene gömülüyorum.

Büyük adam sanırdım kendimi..
Koyulmazı'koymaya çalışmanın adaleti tuttu kirpiğimi.
Kuşları öldürdüm ben'
Elbette kuşlar ölmedi''

Damarlarım çok açık'
Irgat kalınmış ilişkilerin'
Serozyum kapısını zorladığını görürken..
Tüfek sesinin,hangi ormana delalet ettiğini bilmiyorum.

Bu şiirde'bir bardak süt ılıştırdım.
Sırtıma bastır ellerini diye,
Saçın sakalıma sürülsün.
Çocuğum ol diye.
'
Gökyüzünü yıkayıp,kurulamışlar.
Kelebek doğduğu yerde ölmüş''
Ben şehrime,şehir dediğimde.
Şehrime,şehir.

Benim dışarı çıkacak kadar kalın şiirlerim yok.
Üşürler ve portakal akdenizden bir adım ileri atmaz kendini
Üşürsün ve bir bira daha söylersin.

Sirk gelir arka duvara.
Boya alır boyarız.
Şiir Allah'ta.
Allah senden eksik,
Benden davada.

Düşür şimdi yüreğimi'
Tentenin üstünde birikmiş sudan.

Eve dönmek istiyorum'

Alnından başlayıp'
Gözlerine insem''dudağını isteyeceğim.

Topyekun yüreğinle,yüreğimi bastıracaksın.

Ve ben,
Ben şimdi sevgilim.
Sevgilim ben şimdi'
Kiraz dokuyan çiçeklere,
Polen püskürteceğim.
Mevsimin bahar olacak elbet.
Kanlı torbalara,buz koyup içeceğiz.
O zamanda seveceksin beni,

Eve dönmek istiyorum'
Yerin yatağına,


Diyorum ya'
Ve ben.............
Beni sevmiyorum.





3 Ocak 2016 Pazar

Aç'Ellerini

'Ve' ile başlayan açıklamaların,
Özgürlük ile savaşı ortasındayız.
Kura çekimi kadar beyazlamış bu saçlar,
Yarışa dahil olamayacak'
Sağ şerit için geçerli,şarkılar açılıyor.
Bak bu Güneş,
Düşüyor kıvılcımından.
Gölge olmaya yeltenmiş bir kalem açıyorum.
Sen beni her seferi gibi,yine öldürüyorsun.
İnanmışım,
Tam sırasında değecekken omzuna,
Cengizhan'ın atlıları ayak bileklerimi eziyor.
Çek,kurtar direncimin seferini.
Sağ cebimde mektubun.
''
Atılmış bir yağmurun,birikintisi bu şiir.
Rüzgarlar,kaygansız bırakıyor zemini.
Zeytin ağaçları hep Egede güzel.
Sen yanımda,
Şairlik,şiirliğinde.
Yaşamak var elbet.
Yaşanacakların,yaşantısında.
''
Protesto etme halkın kardeşliğini.
Sevgim on yedisini geçti,idamlık değil artık.
Çıkar iplerimi,öp boynumu.
Beyaz beni,kaybeden gösteriyor.
'
Doğrulmuyor,hasta taburesi,
-
Serum kokulu koridorlarda,
Tedavisiz koşturuyoruz.
Vicdan bu,antibiyotik çare vermiyor.
''
Alacağım senden gök kubbeyi.
Bir kitap basılacak,
Bin satır olacak içinde,
Binin bininde,
*Al diyeceğim bu şiirleri,hepsi senindir.
 Noktası,virgülü,ölüm ayrımı sanadır.
Gülü,solu,sağı yüzünedir.

Şimdilerde benzetmenin soluk bir rengi var,
Silah çekilmiş,
Bitki örtüsü,kırık,
Öylece bir renk bu,duvarı boyatmayan.
Tükür şu kül lekesini,
Şeriat deniyor,ayakkabılarının altına sonra.
Tükür bu eli yazmalı kadınları.
Aç ellerini,
Ellerine yazayım.
''
Kayıp ilanları arasına sıkışmış şiirlerimi,
Tutkulu bir dille oku,
Haykır sevdiğini,
Sus,
Yanıma sakla ardı sıra kelimelerini,
Elin,yüreğimin hanesinde kilit kırarken,
Duymak ister sesini.
^
İkili kurguların senaryosunu,
Tek bir şiirde,bir başıma,
Bitkinliğe yüz tutmuş,
Sıvısal kimyaya bulaştırarak yaşatıyorum.
'
Hadi aç ellerini,
Ellerine yazayım.