18 Kasım 2015 Çarşamba

Cephe'Burgusu

Uslu durdum.
Sustum,durdum.
Zaman geçti,ölüp bile durdum.
Şiir yazıp,çok duramadım.
Evernus kralı yaşamayı bıraktı.
Pers prensi o sıralar kumları öpmüş.
Bende adım atmayı öğrendim.
Yürüdüm,durdum.
Gülüşünü buldum.
Siyah ceset torbaları gibi oldu gökyüzü.
Yanına,bakışımı koydum.
Artık sen beni bilmiyorsun desem yalan.
Söz,sükut.
Ömür,kalıcı hasar olur.
Var edilmiş bir gülüşün kalır.
Hikayeler bilindiği kadar uzun.
Martı beyaz,
Ölüm,ölüm gibi.
Kokusu ağır.
Ki ölüm,şairin ceketidir,değere binsin diye.

Bu senin siyah bir bakışın var,
Günümü dahi gece kılıyor.
Gece oldu mu öyle,seninle yorgan altına giriyorum.
Utanıyorsun,
Utandığımı belli etmiyorum.

Ay dendiğini gibi kıvranıyor.
Bak şuradayız.
O yıldızın kenarına su dökülmüş.
Bir yana geç,orada şekerler hala pamuktan.

Haydi kalk,
Haydi ellerini uzat,dans etmeliyiz.
Palyaçolar sirtaki yapıyorsa.
Nefesini hissetmeliyim yüzümde,
Haydi sokul.

Savaş çıksa gideriz korkma.
Şu şeriat masalları bizlik değil.
Liderler para,biz ekmek kavgasındayız.
Kaç şiir eder,aynı yatağa girmek seninle.
Kaç şehri dolanırız.

Dört satırım var görüyorsun.
Görüşe göre,beş.
Sana göre altı.
Satırlar arasında hep sen.
Senin kalbin,aforoz.
Oradayım.
Tam oradayım ben.

Kapat gözlerini,
Çantanın yanına bir şişe iliştir.
Ne deniz uzak,ne gezilecek yerler.
Kapat gözlerini,Şeytanı mazeret gören,Allah'a sığınan.
O güzel gülüşünün takdiri,gözlerini kapat.

Gidelim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder