Üçü dört geçer bir vakit.
Kıvranır salıncak üstünde karnım.
Yağmurda yağar.
Ölümde kokar,mezarlar.
Sayfalar delik deşik,
Terliklerim zaten ıslak.
Bıçaklar,kitabın sonundan,başından anlamaz.
Bende doğurmadan seni,doğmam.
Üçü beş geçer sonra bir vakit.
Kış soğur,
Elin,yüzün soğur.
Terliklerim donar.
Sevdiğim,kalıcı hasarlar çığır açabilir.
Sen manolya dersin,
Ben papatya.
Bu dilimize sarmal örgüler sürükletmez.
Ki sürüklenmez ayakların.
Botun ağırlığı,yüreğe hafif indirgemeler de bulunabilir.
Aşağı kata inersin,
Orta katta bir sigara çalarım sana.
Bir şarap,
Gelirsen,güle gün doğar.
Güneş açar,kış vakti.
Kaçamak gölgeler bulur öpüşürüz.
Bırak aynı ışık olmasın rengi gözlerimizin.
Hem ünsüz benzeşmeleri de attan düşer.
Liderde,samanda.
Üçü sekiz falan geçer sanırım şu sıralar.
Ay,aşifte yıldızlara kaymaya başlar tam o vakit.
Canını alır gökyüzü,canıma katar.
Üçü çeyrek geçmek üzere bilirim.
Sigaramı yaktığımdan belli.
Seni üçten,öncesinden,gün doğumdan beri düşündüğümden.
Ezbere sayılır saatli aklım.
Gel,
Sevdiğim,
Mektup denmez bu şiire,
Ayette diyemem.
Seni yazdığımdan,yine sen derim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder