Aynı katliama sürükletirler bizi.
Kanlı çiçekler,ayağımıza dolanır.
Bir kılıç çekersin,bir ölüm yazarım.
Kesin al yazması,sevdiğine düşer o zaman.
Kuşlar,Paris üzeri gelmeye başlar.
Sürgün yerim,hasret çekersin.
Hem;
Bu hava kış,
Bu hava göç.
Bu hava ' sen.
Girişim endeksli bir panzehir bu hava.
Baksan da,
Diğer taraf daha yeşildir.
Göremezsin.
Görsen de,
Avuçlarından kandır,avuçlarım.
Şair olup,çok yol gidememişler.
Çakıl basılmış,memeden kasığa.
Tekerler yanmış,kalem çizmiş.
Pek yol gidememişler.
Kadın doğmuş,kadını yazmış.
Adam,kadını.
Çocuk,silahı.
Düşman,pusuyu.
Varsın beni yazmışsın.
İki satırda bir,senden bahsetmişim.
Okuyup,bakmışsın.
Duyulmamış şarkılar bestelenmiş.
Ölü besteciler.
Dağ gri,bulut ervah.
Ey bildiğime çalan,
Gel çal.
Öyle vur,çal bu şiire kendini.
Dinle çalamadığım,gökyüzüm.
Dinle beni,
Öyle yazıyorum.
Sigaraya,ateş yetmiyor.
Seni göremediğim manzara,manzara değil.
Mantarlar zehir.
Bu satır medet.
Uyurken sen,
Uyurken ben yanında.
Omzumu uyuşturma dahilinde,
Ve küçük bir ışık yansımasında.
Bir şiir yazarım.
İçini sen boyarsın.
Sen okur,sen sularsın.
Bu kadarım ben,
Bin çiviye,bir çekiçle vuramam.
Ağacı kesemez elim,
Besbelli ağaçtan yaratılmış kağıda,kestiğimden şiiri.
Şimdi bakıp,
Öylece durduğum yerden bakıp,
Manzarasız şehrin camından bakıp,
Göremediğim uzaklarını çizeceğim,ülkenin.
Şair olup,
Boyama yapamayacak kadar küçük ellerimiz yok.
Bir parmak,diğer parmağı kırabilir.
Ağlamaz kimse,
Lal çalıyor,
Duyuyorsun.
Boylu boyunca yanımda yatmanın bir anlamı olmalı,
Haydi Timuçin,çek kılıcı.
Keskin kılıcını,boğazdan geçir.
Yanında öleyim,
Boğazıma kılıç,
Elimde daha keskin bir kalem.
Toprağı süsleyeyim.
Bırak öyle öleyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder